28 Şubat 2015 Cumartesi

AKILLIM

 Canım oğlum seni çok seviyorum   Allah seni bana verdi diye hep şükrettim sen benim uğur böceğimsin ,fedakarımsın, vicdanlımsın ,sen benim dert ortağımsın,kalbimsin,sen benim her şeyimsin Allah sana hayırlı uzun ömürler versin ,bol rızık versin,hep yüzün gülsün şansın hep açık olsun hep doğru ol hep doğrularla karşılaş yanında hep sevdiklerin hep seni sevenler olsun. Allah seni bütün kötülüklerden,kazalardan belalardan ,nazarlardan, kötü hastalıklardan,bütün şerlerden ,şeytandan şeytanlaşmış insanlardan korusun Allah seni benden,babandan ,kardeşlerinden hiç ayırmasın.Allahın melekleri hep seninle olsun AMİN...

12 Şubat 2015 Perşembe

24 Aralık 2014 Çarşamba

ALMAN PASTASI




MALZEMELER:2 adet yumurta
1.5 çay bardağı şeker
 1 çay bardağı yoğurt
yarım çay bardağından biraz fazla sıvıyağ
3 çay bardağı un
1 paket kabartma tozu,
vanilya
KREMASI:2 su bardağı süt
2 yemek kaşığı un,
1 yemek kaşığı nişasta,
bir yumurta sarısı
bir çay bardağı şeker

YAPILIŞI:Yumurta ve şekeri iyice çırpın.Yoğurdu,sıvıyağı ilave edin bir daha çırpın.en son unla beraber k.tozu ve vanilyayıda katıp karışana kadar çırpın.Yağlanmış tepsiye koyun 200 derecelik fırında piştiğinden emin olana kadar tutun.Kremayı pişirip soğumaya bırakın.soğuyan
keki ikiye bölüp arasına kremayı yayın.Kekin üstüne bolca pudra şekeri serpip servis yapın.
(CAHİDE HANIMIN TARİFİDİR)

1 Kasım 2014 Cumartesi

TARHANA YAPIMI











 2 kg.domates
2 kg.soğan
3 kg.kırmızı biber
1 kg.süzme yoğurt
1 kg.haşlanmış nohut
bir kac tane yesil biber
biber salcası.kekik.kuru nane.kimyon
sarımsak
Tuz
Hava serinse 1 tatlı kaşığı kuru maya (Sıcaksa mayaya gerek yok)
Aldığı kadar un
YAPILIŞI
Sırasıyla (nohut aksamdan ısladım ve hasladım ve nohutun suyunu suzdum bir bardak ıcinde bıraktım sebzeler dibine tutmasın diye) ,iri doğranmış soğan, kırmızı biber .yeşil biber.domates ve En üste de maydanoz ve naneyi tencereye koydum.Kısık ateste 2 saate yakın hasladım.
Ocaktan indirip,ılıyana kadar bekledim Ilıdıktan sonra. Tencerenin dibinde biriken suyu ayrı bir yere süzdüm. Bu suyu sakın atmayın.
Suyunu süzdüğümüz sebzeleri blenderdan geçirdim. Püre haline gelince geniş bir leğene döktüm. Tuzunu yemeğe attığımız tuzdan daha fazla attım.kekik.maya.biber salcası.kimyon kattım ununu yavas yavas ekledim koyuca bir hamur oldu ve ustunu kapattım
Mayalanan hamuru, ara sıra karıstırarak 3 gün boyunca bekletim sonra serdim nemini cekince cevirdim hafif kuruyunca kucuk parcalara boldum cok kurumadan mikserde cektim ve tekrar serdim kuruyunca bez torbalara koydum...

11 Ağustos 2014 Pazartesi

BEN BUGUN DOGDUM

Bugün benim doğum günüm.Nice yaşları geride bıraktım. Hayallerim oldu, heveslerim oldu. Hayal kırıklıklarım oldu, yaşım kadar. İncinmelerim,kaygılarım oldu..  İçe kapanmalarım, dışa açılmalarım. Kahkahalarım oldu,Sevinclerim. Mutluluktan olecegimi sandıgım gunlerim. Hayatı başka bir gözle görmeye, yaşamaya çalışma çabalarım oldu. Yanlış anlaşılmalarım oldu, kendimi istediğim gibi anlatamadıgım , kendimi istediğim gibi anlattığım ve beni tam da benim istediğim gibi anlayan dostlarım, sevdiklerim oldu. Bir suru arkadaştan isteyerek kendimin eledigi elimde kalanların azlığına şaştığım oldu. Kalbimin cam bir vazo gibi nasıl tuzla buz olabileceğini de gördüm, ama kendini eskisinden daha iyi nasıl onardığını da.. Pişmanlıklarım oldu, İyiki oldu dediklerim.
İnandığım değerlerim oldu, asla dediğim, değişmez sandığım inançlarım. Hepsinin zamanla nasıl değiştiğini gördüm. Birinin gözlerine bakarak dinlemenin gücünü, kalbinin başkasının acısı ile nasıl yanabileceğini, iç acısının tadını öğrendim. Bir süre önce severken, bir zaman sonra sevginin öfkeye nasıl dönüştüğünü,  hayatın siz planlar yaparken sizin için ne planları olduğunu... Tarihin nasıl tekerrur ettıgını gordum. Yapılan küçücük bir iyiliğin nasıl geri döndüğünü, samimiyetin nasıl aranılan ve paha biçilmez bir değer olduğunu gördüm. Kendi iç sesinin insanı asla yanıltmadığını. Hayatın kendisinin yaşanmaya ve tecrübe edilmeye değer olduğunu öğrendim.Ha birde insanın kınadıgını bile bile nasıl yaptıgını... Evet bunların hepsi oldu yasadım gordum hissettim  İyi ki oldu. En guzeli de tutkuyla sevildim. Bana emanet edilen 3 melegin annesi oldum. Allahımın hep yanımda oldugunu gordum, hissettim hayatın aslında benden yana oldugunu anladım acısıyla tatlısıyla yasadım. İnandım, yetindim, paylastım, sevdim, sevildim, sukrettim..
Yolun yarısı geldi.. Artık düşünüp kararlar verme, kırıkları onarma, güzel olana sahip çıkma yaşındayım. Kendimdeki değerleri fark etme, tecrübelerimi  de hafife almamam gereken bir yaştayım bence  iyiki dogmusum iyiki varım...





















Alıntı

6 Temmuz 2014 Pazar

ALLAHIM

Ya seni bilmeyenlerden olsaydık , ya dua edebilenlerden olmasaydık ..
Ne olurdu halimiz?! Ne yapardık ?! Nasıl hafiflerdi acımız gaflette olsaydık ?!
Allahım bana el açıp , sana gelmeyi , dua edip, huzuruna gelebilmeyi nasip ettigin icin,
bana o gücü verdigin icin sana şükürler olsun YaRabbim ...
Allahım sana şükürler olsun , sana şükürler olsunki sana dua edebiliyoruz..

Ben ki, el açıp dua etmesini bile unutmuş ,
Ben ki, namazı bile kılmayı unutmuş,
Ben ki, dünyaya kendimi kaptırmış,
Ben geldim Allahım ben geldim ,
Affet beni Allahım affet ,
Sabir verdin bana Allahım,
Güç verdin bana Allahım,
Allahım ben senden bu kadar uzaklaşmişken,
Sen bana merhamet ettin, sana duaci olup sana gelmemi nasip ettin Allahım,
Allahım sana şükürler olsun,
Allahım sana Okadar ihtiyacım var ki,
Beni sensiz bırakma Allahım,
Uzaklaşmama izin verme Allahım ,

Allahım hakkımda hayırlısını ver,
Beni kendime bırakma Allahım,
Allahım Senin aşkını ver kalbime,
Huzurunda sana laik olabilmeyi nasip et,
Allahım bana yardim et,
Allahım sana dua edebilmeyi nasip et,
Nefes alıyorum, aç değilim, açıkta değilim,
Sana şükürler olsun YaRabbim,
Sana şükürler olsun ailem var,
Sana şükürler olsun YaRabbim,
Sen varsın YaRabbim sen varsın.. Bir kul
Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil-aliyyil-azîm......BIR KUL



Alıntı




10 Nisan 2014 Perşembe

DEGER Mİ?

Sağlığınız huzurunuz yerindeyse, kimseye muhtaç değilseniz, kirasını ödeyebildiğiniz bir eviniz, açıklığınızı örtecek iki kat elbiseniz varsa, bir fakire üç kuruşta olsa sadaka verebiliyorsanız, hele yüreğinizde kamil bir imanınız varsa siz dünyanın en zengin insanlarından birisiniz. Cebi dolu, kalbi boş insanlar dünyanın en fakirlerindendir. Ne kadar çırpınırsanız çırpının, ancak size yazılan kadar kazanırsınız. Bırakıp gideceğiniz bir dünya için, bu kadar çırpınmaya değer mi?

5 Mart 2014 Çarşamba

GÜLER YÜZ TATLI DİL

Nasıl ki bir soğuk hava ile karşılaştığımızda bedenimiz ürperiyor,titriyor dış faktörlerden etkileniyor ise,tatlı dil ve güler yüzde insan ruhunu psikolojisini olumlu etkilediğini unutmamalıyız. 
Karşıda gördüğüm bir arkadaşımın,komşumun,bir satıcının, güler yüz ve tatlı dilli yaklaşımı beni hep olumlu yönde motive etmiştir. 
Güler yüz ve tatli dilli olan insanlar , çevresine ışık ve güzellik saçarken,asık suratlı karşısındakine ufacık gülümsemeyi , selamlaşmayı bile çok gören insanların ise çevresine karanlık ve olumsuzluk yaydığına her zaman inanmışımdır....




















Alıntı

25 Şubat 2014 Salı

KELEBEĞİN HİKAYESİ

Bir gün, kırlarda gezintiye çıkan bir adam, kenara oturduğu otlardan birinin dalında , küçük bir kozanın varlığını fark etti. Koza ha açıldı ha açılacak gibiydi. Adam , bunun bir kelebek kozası olduğunu tahmin ediyordu. Böyle bir fırsat bir daha ele geçmez diye düşündü; ve bir kelebeğin dünya yüzü gördüğü ilk dakikalara şahit olmak istedi.
Dakikalar dakikaları kovaladı , saatler geçmeye başladı , ama henüz kelebeğin küçük bedeni o delikten çıkmadı. Sanki , kelebeğin dışarı çıkmak için çaba harcamaktan vazgeçmiş olabileceğini düşündü. Sanki kelebek elinden gelen her şeyi yapmış da , artık yapabileceği bir şey kalmamış gibi geldi ona. Bu yüzden , kelebeğe yardımcı olmaya karar verdi: cebindeki küçük çakıyı çıkarıp kozadaki deliği bir cerrah titizliğiyle büyütmeye başladı. Böylece , bir-iki dakika içinde kelebek kolayca dışarı çıkıverdi. Fakat bedeni kuru ve küçücük , kanatları buruş buruştu. Adam kelebeği izlemeye devam etti; çünkü kanatlarının her an açılıp genişleyeceğini ve narin bedenini taşıyacak kadar güçleneceğini umuyordu.Ama bunlardan hiçbiri olmadı. Kelebek , hayatinin geri kalanını , kurumuş bir beden ve buruşmuş kanatlarla yerde sürünerek geçirdi. Ne kadar denese de , asla uçamadı. Adamın bütün iyi niyetine ve yardımseverliğine rağmen anlayamadığı şey , kozanın kisitlayiciliginin ve buna karşılık kelebeğin daracık bir delikten dışarı çıkmak için gereken çabanın , Allah'ın kelebeğin bedenindeki sıvıyı onun kanatlarına göndermek ve bu sayede kozanın kisitlayiciligindan kurtulduğu anda onun uçmasını sağlamak için seçtiği bir yol olduğuydu. Bu gerçeği öğrendiğinde , hayat boyu unutamayacağı bir şey de öğrenmişti: Bazen , hayatta tam olarak ihtiyaç duyduğumuz şey , çabalardır. Eğer Allah , hayatta herhangi bir çaba olmadan ilerlememize izin verseydi , o zaman , bir anlamda sakat kalırdık . Olabileceğimiz kadar güçlenemezdik o zaman . Ve asla uçamazdık.. 









Alıntı

23 Şubat 2014 Pazar

BAZEN..


Bazen susarsın, bazende suskunluğuna yanarsın Bazen üzülürsün bazende mutlu olmaktan kaçarsın..Bazen... değer verirsin birine ama bazende onun değersizliğine verdiğin değerden utanırsın.. Bazen konuşmak dertleşmek istersin biriyle ama bazende insanların iki yüzlülüğü gelir aklına..Yine susarsın.. Bazen birinin gözlerine saatlerce bakmak istersin ama baktığın gözlerin senin gibi bakmadığını görünce başını çevirirsin.. 

















Alıntı

20 Şubat 2014 Perşembe

MUTLU OLMAK İÇİN

Mutlu olmak her geçen gün biraz daha zorlaşıyor. Mutluluk daha iyi bir hayata yolculuk olmaktan çıkıp, ulaşılması güç bir dağ, varılması güç bir çöl haline geliyor.

Mutlu olmak için biraz yavaşlayıp, soluklanıp, gülün, nergisin, kirazın, baharın ve aşkın tadına daha çok bakmalıyız.

Kötüyü unutmalı, iyiye sarılmalı, birbirimize daha çok yaklaşmalı, yaslanmalıyız.

Birbirimize ve hayata daha çok inanmalı, güvenmeli, paylaşmalıyız.

Kızmamalı, öfkelenmemeli, darılmamalıyız.

Yaşamaktan daha çok hoşlanmalı, "keşke"lere ,"oysa"lara "ben"lere daha az takılmamalıyız. Pişman olmamalı, pişmanlık duyacağımız şeyleri yapmamalıyız.

Geride kalan keyifsiz, neşesiz ve acılı zamanlara takılıp kalmamalı, üzülmemeli, yanmamalıyız. Sporcuların dedikleri gibi önümüzdeki maçlara bakmalıyız!

Yaşayan ve var olan her şeye hayranlık duymalı, kucaklamalıyız.

Daha az istemeli, daha çok vermeli, daha az küsüp daha çok sevmeliyiz.

Üzüntüden kaçmalı, kendini bilmeli, fazlalıklarımızı atıp hafiflemeli, köşelerimizi, sivriliklerimizi törpülemeliyiz.

Olumlu düşünmeli, güzel ve hoş şeyler düşlemeli, zihnimize bize iyi ve güzel gelecek beklentiler yüklemeliyiz.

Sosyal ilişkilerimizi geliştirip güçlendirmeli, aidiyet duygusuna önem vermeli, inanç dünyamızı güçlendirip geliştirmeliyiz.

En zor zamanlarda bile "Bu da geçer" deyip dik durmayı becerebilmeliyiz.

Kendimize ve ailemize zaman ayırmalı, kişisel gelişimimizi sürdürmeliyiz.


Yazan : Prof.Dr. Osman Müftüoğlu








                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                Alıntı...