Sabır...Belâlara, musibetlere, hastalıklara, afetlere.
Ya Rabbi!, Hastalıklar, kederler, musibetler, belâlar üzerimize gelmese, biz, gafletimiz içinde boğulur, seni ve sana kulluğumuzu unuturuz!..
Ya Rabbi. Bizi inkara,isyana götüren,gücümüzü aşan, belimizi büken, bize seni unutturan felâketler verme. Bize, sana yaklaştıran, senin rızanı kazanmamıza vesile olacak başı hayır-iyilik, ortası iyilik, akıbeti hayır-iyilik, ve güzellikler ver
Allah'ım,Sen'den keder ve belâ istenmez. Bize bu dünyada da, ahiret hayatında da "güzellikler" ihsan eyle!..
Sabır... Verilen nimetlere boğulmadan, bolluğa dalmadan, kulluğu unutmadan. Cinlere, insanlara, hayvanlara, rüzgarlara hükmeden, dünyanın gelmiş geçmiş en büyük varlık sahibi kimselerden Hazret-i Süleyman gibi.Nimetlerin şımartmadığı, şımartamayacağı bir kulluk şuuru ile sabır. İbadetlere sabır, kulluğa sabır. Orucun meşakkatine, namazın devamlılığına, haccın rükünlerine, zekât ve sadakanın hassasiyetlerine.
Sabır...ailelerde sabır. Zevc veya zevcenin hatalarına, çocukları yetiştirip terbiye etmenin çilelerine, anneye, babaya, onların bazen çocukça isteklerine, duygularına düşüncelerine yüksünmeden, "öf" bile demeden.
Sabır...nefsimizin bitmek tükenmek bilmeyen heveslerine, doymaz iştahlarına , azgın arzularına, karanlık günah bataklıklarına, bir ömür boyunca ensemizdeki şeytanın iğvalarına yani baştan çıkarmalarına ve azdırmalarına, dost görünen düşman arkadaşlarımızın kandırmacalarına dünyanın maskeli ve yaldızlı yüzüne.
Sabır...Vefasızlara karşı vefaya, unutulmaya karşı unutmamaya, gelmeyene gitmeye,isteyeni boş çevirmemeye insanlara yüz ekşitmemeye, arkasından konuşmamaya, iftara atmamaya yalan söylememeye, söz taşımamaya, yüz-göz hareketi yapmamaya.
Sabır...insanca yaşamaya,Müslümanca yaşamaya.Dininden, inancından tâviz vermemeye,emr-i bil-maruf, nehy-i anil-münkere yani hakkı ve sabrı tavsiye etmeye,insanların hepsinin terk ettiği bir sünneti ihyaya, unutulan bir farzı ifâya, yerine getirmeye.
Sabır... Allah için katlanılan zulümlere, işkencelere, çilelere, yokluklara, darbelere, yalnızlıklara, küslüklere, hicretlere.
Allah'ın her şeyi bütün teferruatıyla bildiğinin, kulunu hiçbir zaman unutmadığının, onun gücünün üstünde sorumluluklar yüklemediğinin her şeyin en hayırlısını takdir ettiğinin farkında olarak Sabır!..
Bazen hareketsiz, bazen hiç durmadan, bazen susarak, bazen konuşarak, bazen bakarak,bazen yüzünü çevirerek, bazen yükün altına girerek.
Sabır... amelle, tevekkülle.Sabır, gayretle, alın teriyle. Sabır,taviz vermeksizin direnerek.Sabır, kalbini günah lekesiyle kirletmeden. Sabır... incitmeden ve çok daha zoru incinmeden.
Sabır... Bir kardelen çiçeği misali,narin, nazik, ama kararlı. Ya da Nemrud'un ateşini gül bahçesine döndüren Hz. İbrahim gibi, emredileni, sadece emredildiği için ve emredildiği şekliyle yaptıktan sonra başa gelene boyun eğerek.Zindanı mektebe, yatağı ibadethaneye, sürgünü hicrete, zahmet ve çileyi nimete çeviren sabır...
"Kuru sabır" değil, sabır "kuru" değil.
Sabır , sabır, sabır... Varlığa da, yokluğa da, çileye de, nimete de, ibadete de sabır...
Sabır... imanla, ibadetle var olur, Kur'an'la kuvvetlenir, gece ibadetiyle perçinlenir.
Hazret-i Musa'nın devrinde, Firavun'un karşısında meydan okuyan sihirbazların diliyle Cenab-ı Hak'tan sabır dileyelim:
"Rabbimiz! Bize bol bol sabır ver ve Müslüman olarak canımızı al"AMİN...
Ya Rabbi!, Hastalıklar, kederler, musibetler, belâlar üzerimize gelmese, biz, gafletimiz içinde boğulur, seni ve sana kulluğumuzu unuturuz!..
Ya Rabbi. Bizi inkara,isyana götüren,gücümüzü aşan, belimizi büken, bize seni unutturan felâketler verme. Bize, sana yaklaştıran, senin rızanı kazanmamıza vesile olacak başı hayır-iyilik, ortası iyilik, akıbeti hayır-iyilik, ve güzellikler ver
Allah'ım,Sen'den keder ve belâ istenmez. Bize bu dünyada da, ahiret hayatında da "güzellikler" ihsan eyle!..
Sabır... Verilen nimetlere boğulmadan, bolluğa dalmadan, kulluğu unutmadan. Cinlere, insanlara, hayvanlara, rüzgarlara hükmeden, dünyanın gelmiş geçmiş en büyük varlık sahibi kimselerden Hazret-i Süleyman gibi.Nimetlerin şımartmadığı, şımartamayacağı bir kulluk şuuru ile sabır. İbadetlere sabır, kulluğa sabır. Orucun meşakkatine, namazın devamlılığına, haccın rükünlerine, zekât ve sadakanın hassasiyetlerine.
Sabır...ailelerde sabır. Zevc veya zevcenin hatalarına, çocukları yetiştirip terbiye etmenin çilelerine, anneye, babaya, onların bazen çocukça isteklerine, duygularına düşüncelerine yüksünmeden, "öf" bile demeden.
Sabır...nefsimizin bitmek tükenmek bilmeyen heveslerine, doymaz iştahlarına , azgın arzularına, karanlık günah bataklıklarına, bir ömür boyunca ensemizdeki şeytanın iğvalarına yani baştan çıkarmalarına ve azdırmalarına, dost görünen düşman arkadaşlarımızın kandırmacalarına dünyanın maskeli ve yaldızlı yüzüne.
Sabır...Vefasızlara karşı vefaya, unutulmaya karşı unutmamaya, gelmeyene gitmeye,isteyeni boş çevirmemeye insanlara yüz ekşitmemeye, arkasından konuşmamaya, iftara atmamaya yalan söylememeye, söz taşımamaya, yüz-göz hareketi yapmamaya.
Sabır...insanca yaşamaya,Müslümanca yaşamaya.Dininden, inancından tâviz vermemeye,emr-i bil-maruf, nehy-i anil-münkere yani hakkı ve sabrı tavsiye etmeye,insanların hepsinin terk ettiği bir sünneti ihyaya, unutulan bir farzı ifâya, yerine getirmeye.
Sabır... Allah için katlanılan zulümlere, işkencelere, çilelere, yokluklara, darbelere, yalnızlıklara, küslüklere, hicretlere.
Allah'ın her şeyi bütün teferruatıyla bildiğinin, kulunu hiçbir zaman unutmadığının, onun gücünün üstünde sorumluluklar yüklemediğinin her şeyin en hayırlısını takdir ettiğinin farkında olarak Sabır!..
Bazen hareketsiz, bazen hiç durmadan, bazen susarak, bazen konuşarak, bazen bakarak,bazen yüzünü çevirerek, bazen yükün altına girerek.
Sabır... amelle, tevekkülle.Sabır, gayretle, alın teriyle. Sabır,taviz vermeksizin direnerek.Sabır, kalbini günah lekesiyle kirletmeden. Sabır... incitmeden ve çok daha zoru incinmeden.
Sabır... Bir kardelen çiçeği misali,narin, nazik, ama kararlı. Ya da Nemrud'un ateşini gül bahçesine döndüren Hz. İbrahim gibi, emredileni, sadece emredildiği için ve emredildiği şekliyle yaptıktan sonra başa gelene boyun eğerek.Zindanı mektebe, yatağı ibadethaneye, sürgünü hicrete, zahmet ve çileyi nimete çeviren sabır...
"Kuru sabır" değil, sabır "kuru" değil.
Sabır , sabır, sabır... Varlığa da, yokluğa da, çileye de, nimete de, ibadete de sabır...
Sabır... imanla, ibadetle var olur, Kur'an'la kuvvetlenir, gece ibadetiyle perçinlenir.
Hazret-i Musa'nın devrinde, Firavun'un karşısında meydan okuyan sihirbazların diliyle Cenab-ı Hak'tan sabır dileyelim:
"Rabbimiz! Bize bol bol sabır ver ve Müslüman olarak canımızı al"AMİN...
(Araf suresi ayet 126)
Alıntı