12 Ekim 2012 Cuma

HAYAT SOFRASI


Ermişlerden birine sormuşlar:

- Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır?

- Bakın göstereyim, demiş ermiş.

Önce sevgiyi dilden gönle indirememiş olanları, yani dillerinden sevgi sözcüğünü düşürmedikleri halde sevmeyi bilmeyenleri çağırmış. Güzel bir sofraya oturtmuş onları. Sonra mis kokulu, sıcacık çorbalar almış sofradaki yerini. Ardından da derviş kaşığı denilen bir metre boyunda kaşıklar...

Ermiş:

- Bu kaşıkların ucundan tutup öyle yiyeceksiniz, diye bir de şart koymuş.

- Peki, demişler ve içmeye çalışmışlar. Ancak kaşıklar uzun geldiğinden döküp saçmadan yemeyi başaramamışlar bir türlü. En sonunda bakmışlar beceremiyorlar, öylece aç kalkmışlar sofradan.

Bunun üzerine:

- Şimdi, demiş ermiş. Bir de sevgiyi bilenleri çağıralım yemeğe.

Yüzleri aydınlık, gözleri sevgiyle gülümseyen insanlar gelmiş, oturmuş sofraya bu defa.

- Buyurun, deyince her biri uzun saplı kaşığını çorbaya daldırıp karşısındakine uzatmış. Böylece her biri diğerini doyurmuş ve şükrederek kalkmışlar sofradan.

Ermiş sevgiyle gülümseyerek:

- Hayat sofrasında yalnız kendini doyurmayı düşünen aç kalır. Karşısındakini düşünense o sofradan doymuş olarak kalkar, demiş ve eklemiş:

- Şunu unutmayın: Hayat pazarında alan değil, veren kazançlıdır.






Alıntı

11 Ekim 2012 Perşembe

SEN DİLENCİSİN


Bir derviş, köşede sessizce dua etmekteymiş. Uzaktan zengin bir tüccar, dervişi izlemeye başlamış. Dervişin bu kendini adamışlığı ve yüzündeki huzur çok dikkatini çekmiş. Dervişin yanına yaklaşmış. Derviş'e bir kese altın sunmuş.
"Bu altını Allah rızası için kullanacağını biliyorum. Lütfen altını al." demiş.
Derviş:
"Bir dakika. Senden bu altını almam adil mi onu öğrenmeliyim. Sen varlıklı biri misin? Evde daha altının var mı?" demiş.
Tüccar:
"Tabii ki evde en az 1000 adet altınım daha var, alabilirsin." demiş.
Derviş:
"1000 tane daha altının olmasını ister misin?" diye sormuş.
Tüccar:
" Niye olmasın tabii ki. Her gün daha çok para kazanabilmek için çalışıyorum." demiş.
Derviş:
"Yani elindekilere rağmen, 1000 tane daha altının olmasını istiyorsun."
Tüccar:
"Kesinlikle. Ben her gün daha çok para kazanabilmek için dua ederim." demiş.
Derviş tüccarın kendisine uzattığı paraları elinin tersiyle itmiş.
"Özür dilerim. Senin altınlarını kabul edemem. Zengin bir adam bir dilencinin parasını kabul edemez."
Tüccar sinirlenmiş.
"Sen nasıl bana dilenci, kendine de varlıklı dersin?"
Derviş sakin sakin:
"Ben varlıklıyım, çünkü Allahın her sunduğu bana mutluluk veriyor, şükran duyuyorum. Sen dilencisin çünkü ne kadar çok şeye sahip olsan da bu seni tatmin etmiyor ve Allah'a daha çok, daha çok diye yalvarıyorsun..."




Alıntı

8 Ekim 2012 Pazartesi

SEVGİNİN OLDUĞU YERDE

Alışverişe gitmek üzere evden çıkan bir kadın, kapısının karşısısındaki kaldırımda oturan bembeyaz sakalli üç yaşlıyı görünce önce duraksadı, sonra onları, tüm içtenliğiyle evine davet etti.

Kadının davetine yaşlılardan biri yanıt verdi: ''Biz hiçbir eve üçümüz birlikte gitmeyiz'' dedi. Ve kısa bir duraksamadan sonra, bir açıklama yaptı: ''Sağ yanımdaki bu arkadaşımın adı, Zenginlik'tir'' dedi. ''Bu yanımda oturan arkadaşımın adı Başarı, benim adım ise Sevgi'dir."

Kendini ve arkadaşlarını tanıttıktan sonra Sevgi, kadına ilginç bir öneride bulundu: "Şimdi evinize gidin ve eşinizle başbaşa verip, bir karara varın" dedi. "İçimizden yalnızca birimizi davet edebilirsiniz evinize. Hangimizi davet etmek istediğinize karar verin, sonra gelin kararınızı bize bildirin.''

Kadın Sevgi'nin önerisini eşine anlattığında adam "Aman ne güzel, ne güzel" dedi. "Hangisini davet edeceğimizi bize bıraktıklarına göre, biz de içlerinden Zenginlik'i davet ederiz ve evimiz de bir anda zenginliğe kavuşmuş olur."

Eşinin kararına itiraz etti kadın: "Başarı'yı davet etsek, daha mantıklı bir karar vermiş olmaz mıyız, kocacığım?" dedi. Sonra tekrar baş başa verdiler. "Aslında galiba en iyisi Sevgi'yi davet etmek. Hem ona yardımcı olmak bize de mutluluk verecek..." kararını verdiler.

Bu karar üzerine kadın kapıyı açtı ve üç yaşlıya birden sordu: "İçinizde hanginiz Sevgi idi? Onu davet etmeye karar verdik. Lütfen buyursun..."

Sevgi ayağa kalktı, eve doğru yürümeye başladı. Arkadaşları da ayağa kalktılar ve Sevgi'nin arkasından eve doğru yürümeye başladılar. Kadın büyük bir şaşkınlık ve heyecan içinde, Zenginlik ile Başarı'ya sordu: "Siz niçin geliyorsunuz? Hani sadece biriniz gelebilirdi?" dedi.

Kadının sorusuna, üç yaşlı birlikte cevap verdiler: "Eğer içimizden yalnızca Zenginlik veya Başarı'yı davet etmiş olsaydınız, diğer ikimiz dışarıda bekleyecektik..." dediler. "Fakat siz Sevgi'yi davet etttiniz. Bu durumda üçümüz birden gelmek zorundayız evinize.'' Ve kadının ''Niçin?'' diye sormasını beklemeden, Zenginlik ve Başarı sözlerini şöyle sürdürdüler:

"Çünkü Sevgi'nin olduğu her yerde, biz zenginlik ve başarı da her zaman onun yanında oluruz..."
                            
İçinde saygı ve sevginin hakim olduğu ev, küçük de olsa hiçbir zaman dar gelmez hepimizin evi sevgiyle dolsun inşallah...
               


Alıntı...





                    

3 Ekim 2012 Çarşamba

PAPATYAM(ALLAHIN İZNİYLE)

Ayparçam,papatyam,prensesim Allahın izniyle hayırlısı ile darısı kınalarına olsun inşallah...
Sonrada düğününe inşallah...
AMİN

30 Eylül 2012 Pazar

NİKAH TÖRENİMİZ


Ayparçam;sarı papatyam, gelinim,gözlerin ışığım,sözlerin umudum, KALBİM,koklamaya kıyamadığım ÇİÇEĞİM.
Öpmeye,dokunmaya,sevmeye doyamadığım,en güzel,en duru,en masum BEBEĞİM.
Dünya harikası MELEĞİM... 
İlkgözağrım;HUZURUM,seni o kadar çok seviyorum ki hiçbir sevgi sana olan sevgimin yerini alamaz, sen ve kardeşlerin benim sonsuza kadar sürecek tek mutluluğumsunuz.Yok sizden başka gerçeğim.Beni hayatta tutan,zamanı anlamlı kılan tek varlığım OĞLUMM.Her şeyin gönlünce olacağı bir yaşam kucaklasın seni.Hep sevgiyle yaşa ve seni ne kadar çok sevdiğimi hiç unutma anneciğim…
EvIiIik yıIdönümünüz kutIu oIsun EIIeriniz birbirinden hiç ayrıImasın. Ömür boyu mutIuIukIar sizin oIsun! Unutmayın ki;payIaştıkça çoğaIan tek şey sevgidir sevginizin hep çoğaImasını diIerim.Yaşamboyu bunu korumanız ve birbirinizi hep tamamIamanız diIeğiyIe.Her gününüz birbirinizi daha çok severek ve birbirinize daha çok bağIanarak geçsin. Hayat boyu mutIu ve huzurIu yaşayın! Yuvanızdan sevgi eksik oImasın...
                                    SİZİ ÇOOK SEVİYORUMM



27 Eylül 2012 Perşembe

27 _EYLÜL_2012



                                                 

Tarih:(27.09.2012)
Saat:(14:38)
'Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) evlenen bir kimseyi tebrik edeceği za­man;
ALLAH ! evliliğinizi her ikinize de mübarek kılsın, bereketi ikinizin üzerinize olsun ve sizi hayırlarda birleştirsin derdi inşallah hepimiz bu duadan nasibimizi almışızdır...AMİN




                      

26 Eylül 2012 Çarşamba

HAYDİ HAYIRLISI


Bismillahirrahmanirrahim.
Ya Rabbi ! bana benim istediklerimi değil benim için hayırlı ne ise onu ver.Sen her şeyi en iyi bilensin Allahım.
Ya Rabbi ! ben kulum Sen ise beni yaratansın.Beni imtihana tabi tutma.Hak ve hakikatten ayırma.Batıla yaklaştırma.
Ya Rabbi ! seni ve senin sevdiklerini sevmemi nasip et.Beni sevdiklerinle beraber eyle.
Beni ve yakınlarımı her türlü fenalıklardan muhafaza eyle.Sana kulluk görevimi yapabilmem için beni nefsimin şerrinden koru.Nefsimin eline beni göz açıp kapayıncaya kadar dahi bırakma.
Ya Rabbi ! bugün başladığımız hazırlığımızı mübarek kıl ve hayırlı eyle hep yanımızda ol... AMİN

19 Eylül 2012 Çarşamba

YA RABBİ


Ya Rahman,Ya Rahim,Ya Kerim,Ya Fettah,Ya Cebbar,Ya Gaffar,Ya Hayyu,Ya Kayyum
Ya Rabbi ! Sen herkesin "Ya Rabbideyişlerini duyarsın.Sen her canlının rızkını verir,her düşküne acırsın.Padişahlar da senin kapında devlet bulur,köleler de...
Sana hamd eder,her işimde Senden yardım dilerim. Verdiğin bütün nimetlere şükürler olsun...AMİN
                                          

18 Eylül 2012 Salı

ALLAH BİZE YETER

Tam olarak, bütün kelimeleriyle, her şeyi yaratan, her şeyin sahibi olan ve her şey üzerinde Aziz, Hafiz, Şafi, Nur, Fettah ve Kahhar olan hazreti Allaha sığınıyorum...
Yüce arşın sahibi olan Rabbim bana YETER...
Bana,eşime,çocuklarıma musallat olan olmak isteyen ne varsa, her türlü hastalık, cin, şeytan, sihir, büyü, nazar, haset, ağırlık, sıkıntı, panik, korku vb. ne varsa... hepsi hemen şimdi, hayatımızdan, bedenimizden, kaderimizden, bir daha geri dönmemek üzere akıp çıkıp gitsin...
Kendimin sağlığımı, bedenimi, kaderimi, şimdimi, geleceğimi, çocuklarımı, eşimi, işimi gücümü, geçimimi, beynimi, kalbimi, aklımı, fikrimi, duygu ve düşüncelerimi, bütün hücrelerimi ve herşeyimi Rabbime emanet ediyorum. O bu emaneti korumaya kafidir. Artık hiç bir şey bana zarar veremez, çok güçlüyüm, gücümü Rabbimden alıyorum. Allahım bana yeter...
Allahım bize YETER...


SIRDAŞ


                                                             
Su, kendine sırdaş arıyordu.Önce buluta verdi sırrını. Ağır geldi sır buluta. Sağnak sağnak döktü suyun tüm sırlarını. 
Sonra göle gitti su. Ona anlattı derdini. 
Bu arada bulut suyun sırrını yağmur yapıp, dolu yapıp, kar yapıp savurduğu için, zaman zaman taşıyordu göl ve suyun sırrı iyice açığa çıkıyordu. 
Sonra nehre verdi su sırrını. Nehir aldı suyun sırrını çekti gitti. Dereye verdi. 
Dere biraz daha yavaş olsada nehirden, o da götürdü suyun sırrını bir başka bilinmeze.. 
Çağlayanlar, şelaleler,akarsular..Hepsi kayboluyordu bir anda. 
Sonra bir gün su takip etti dereyi. Dereye okyanusa kavuşunca farketti su, bütün sırlarının akarsularla, çağlayanlarla, ırmaklarla...okyanusa taşındığını. 
Karar verdi su. 
Sırrını okyanusa verecekti. Öyle de yaptı zaten. 
Tüm sırlarını okyanusa verdi. 
Artık suyun sırrını okyanustan başkası bilmiyordu. Ne taştı okyanus, ne bir başkasına taşıdı suyun sırrını, ne de kurudu.... 
Geçen karşılaştık suyla. Bir bardaktaydı. Suskundu. Çok uğraştım konuşturamadım. Ben tam giderken 
'' Dur !'' dedi su.... Durdum! 
'' Okyanus yürekli dostlar bulmadan sakın konuşma! Taşıyamazlar, kaldıramazlar senin yükünü, canını yakarlar, utandırırlar ...'' dedi. 
Hep cevrenizde OKYANUS yürekli dostlarınızın olması dilegiyle.... 




(ALINTI)

15 Eylül 2012 Cumartesi

RABBİM

''Bittim'' dediğimde ''Yettim'' diyen Rabbim var.