11 Eylül 2012 Salı

ZENGİNLİK

Zamanın birinde bir hükümdar varmış, Zenginliği tüm dünyaca bilinirmiş. Hükümdar her gittiği yere hazinesinin bir bölümünü götürür ve bunları sergilemekten büyük onur duyarmış.

Etrafında bir sürü insan olmasına rağmen, hükümdarın en çok güvendiği ve yegane dostu bir bilge kişi varmış. Bir gün otururlarken, hükümdar bilge kişiye şöyle bir soru sormuş:
 - " Sen ki göğün gizemine ermiş, bilime yön vermiş bir adamsın. İnsanlar ister hükümdar kadar güçlü, ister savaşçılar kadar onurlu olsun sana danışır ve ağzından çıkacak bir sözü beklerler. Şimdi senin gibi bilge bir adamın fikrini merak etmekteyim, benim hükümdarlığım ve servetim hakkında ne düşünüyorsun?"
 Bilge bu soru karşısında hükümdarın gözlerinin içine bakarak şu sözleri söylemiş:
 - " Diyelim ki hükümdarım uçsuz bucaksız kızgın bir çöldesiniz. Ölmemek için, size uzatacağım bir bardak suya servetinizin yarısını verir miydiniz?"
 - " Verirdim tabii."
 - "Zaman geçti diyelim ki susuzluğunuz arttı, size uzatacağım bir sonraki bardağa servetinizin öteki yarısını da verir miydiniz?"
 Hükümdar biraz düşünmüş ve ardından "Ölmemek için evet" demiş. 
 Bunun üzerine bilge kişi gülerek şu sözleri söylemiş:
 - "Madem öyle, o zaman düşünmeye gerek yok fazlaca. Çünkü haşmetlim, sizin servetiniz yalnızca iki bardak sudan ibarettir."                  



                                                                                                                                                       



                                                                                                                                                          Alıntı
                        

9 Eylül 2012 Pazar

HATIRA DEFTERİ


80'ine merdiven dayamış yaşlı baba ile onu ziyarete gelen 45 yaşında ve saygın bir işi olan oğlu salonda oturuyorlardı. Hal hatırdan, çoluk çocuktan, havadan sudan sohbet ettikten sonra oğlu susmuş, ayrılmanın sinyalini vermişti.

O anda üzerinde oturdukları sedirin yanındaki pencerenin pervazına bir karga kondu.
 Yaşlı baba kargaya gülümseyerek biraz baktıktan sonra oğluna sordu: 
- Bu ne oğlum? Oğlu şaşkın, cevapladı:
- O bir karga baba. Yaşlı baba kargaya biraz daha baktıktan sonra yine sordu:
- Bu ne oğlum? Oğlu daha da şaşkın, yine cevapladı:
- Baba, o bir karga
 Karga hâlâ pervazda, komik hareketlerle başını sağa sola çeviriyor, başını yan yatırıyor, havaya bakıyor, sonra başını yine onlara çeviriyordu. Yaşlı baba üçüncü defa sordu:
- Bu ne? Oğlunun şaşkınlığı sabırsızlığa dönmüştü:
- O bir karga baba, üç oldu soruyorsun.Beni işitmiyor musun?
Yaşlı baba dördüncü defa da sorunca oğlunun sabrı taştı ve sesini yükseltti:
- Baba bunu neden yapıyorsun? Tam dört defadır onun ne olduğunu soruyorsun, sana cevap veriyorum ve sen hâlâ sormaya devam ediyorsun. Sabrımı mı deniyorsun ?!
 Babası yüzünde hâlâ bir gülümseme yerinden kalktı, içeri odaya gitti ve elinde bir defterle döndü. Bu bir hâtıra defteriydi. Oturdu, sayfalarını karıştırdı ve aradığını buldu. 
 Sevgiyle gülümseye devam ederek sayfası açık bir vaziyette defteri oğluna uzattı ve o sayfayı okumasını söyledi:
'Bugün 3 yaşındaki minik yavrumla salondaki sedirde otururken yanı başımızdaki pencerenin pervazına bir karga kondu.
Oğlum tam 23 defa onun ne olduğunu sordu.
23 soruşunda da ona sevgiyle sarılarak, onun bir karga olduğunu söyledim.
Rahatsız olmak mı? Hayır! Onun sorusunu masumca tekrar edişi içimi sevgiyle doldurdu...'


Alıntı

8 Eylül 2012 Cumartesi

BULUT VE YILDIZ

Bir zamanlar gökyüzünde birbirlerini çok seven bir bulutla, bir yıldız varmış... Bulut gökyüzünün en şeker, en pembe bulutu; yıldız ise, en parlak umudu en cok yansıtan yıldızıymıs...
Gökyüzündeki her varlık onların sevgisini kıskanırmış...Ama biri varmış ki; bulut ve yıldızın ayrılmalarını yürekten istiyormuş. Hemde yıldızın en yakın arkadaşı olmasına rağmen...
Bulut biraz safmış, kimseyi kıramazmış.Yıldız ise bulut için elinden gelen herseyi yapabilir, herkese meydan okuyabilirmiş. Zaten onun icin bir bulut,birde cok sevdiği dostu peri varmış. Bir derdi olduğunda gider periye anlatırmış. Ama nerden bilebilirmiş ki perinin birgün bunların hepsini yıldızla bulutun ayrılmaları icin koz olarak kullanacağını?

Birgün nazar değmiş bulutla yıldıza. Hiç yoktan bir sebepten tartışmışlar. Bulut çekip gitmiş hatalı olmasına rağmen. Yıldızsa " Nasılsa bulutum beni sever. Dönecektir! " diye hiçbirşey yapmamış " Döner geri! " diye düşünmüş.
Fakat hiçbir şey beklediği gibi gitmemiş.bulut dönmemiş.Kimbilir belkide cesaret edememiş dönmeye."Herseyin bitmesini göze alamam " diye düşünmüş.
Ancak ortada tek bir gerçek varmış ki o da ikisininde cok üzgün olduklarıymış. Gökyüzündeki melekler bile ağlamışlar onların durumlarına ama ne fayda ?
Ertesi gün yıldız olanları en yakın dostu periye anlatmış. Periyse göstermelik bir hüzne bürünmüş. Çünkü eline büyük bir fırsat geçmiş. Artık hayatı boyunca kıskandığı kişiye karşı kozları varmış elinde. O kişi en yakın dostu yıldız olmasına rağmen kullanacakmış kozlarını. Hem de büyük bır zevkle...
Bulutun yanına gitmiş ve yıldızın artık onu sevmediğini söylemiş. Bulutsa üzülmüş boynunu bükmüş ama elinden hiçbir şey gelmeyeceğini düşünmüş. Çünkü yıldız inatçıymış. Bir kere olmaz dediyse bir daha " olur " demezmiş.
Yıldız günlerce beklemiş bulutun gelmesini, ondan af dilemesini ama... Bulut gelmemiş.
Birgün yıldız bulutun yanına gidip konuşmaya karar vermiş. Gece yola çıkmış. Ama yolun sonunda bulutu,en iyi dostu sandığı periyle birlikte Ay' da elele görmüş. Melekler dayanamayıp bütün olan biteni anlatmışlar yıldıza.
Çok üzülmüs yıldız ve dönmüş arkasını,çaresiz gitmiş. Bu acıyla yavaş yavaş sönmeye başlamış. Günler geçmiş  yıldız sönmüş ışık veremez olmuş.
Bulutsa artık ne eskisi kadar pembe, ne de o kadar kadifeymiş. Yıldız ilk zamanlar herşey'den vazgeçmiş,hayata küsmüş. Ama kolay pes etmezmiş. Kısa bir süre sonra hayatıyla ilgili o önemli kararı vermiş. O güne kadar hiç görmediği güneşin yanına gidecekmis.Ve biraz daha ışık isteyecekmiş ondan...
Çok geçmeden  güneşin yanına gitmis... Ondan yansıtması için biraz daha ışık istemiş.Güneş ışık yerine sevgisini vermiş yıldıza...
İşte o gün bu gündür yıldız dünyaya güneşin sevgisini yansıtır,bulutsa hep gözyaşlarını akıtır dünyaya. Birde yüreğinde kopan fırtınaları...


                                      







                                                                                                                                              Alıntı


















7 Eylül 2012 Cuma

EVLATLARIM

Allah'a hakiki kul olun.
Ömrünüz boyunca Allah’ın sevdikleriyle beraber olun. 
Her zaman;
Önderiniz ve rehberiniz Hz. Muhammed (sav) olsun!
Hz. Ebûbekir gibi sâdık olun!
Hz. Ömer gibi adâletli olun!
Hz. Osman gibi edepli olun!
Hz. Ali gibi âlim olun!
Hz. Hamza gibi yürekli olun!
Hiçbir zaman dîninizden, dilinizden, soyunuzdan kaçmayın!
Haktan ayrılmayın!
Her zaman güçsüzden, fakirden, mazlumdan yana olun!
Allah sizi iki cihanda aziz etsin inşallah!
                                                                      AMİN

4 Eylül 2012 Salı

AKILLIM İYİ YOLCULUKLAR OĞLUM

Akıllım oğlum yolun açık olsun annem.
Allahım hep yanında olsun.
Allahım görünür görünmez, bilinmez tüm kötülüklerden seni
korusun.
Allahım  sana dünya döndükçe sağlık, iyilik, neşe,mutluluk,
hayırlı bol rızık,başarı versin.
Allahım seni kazalardan,belalardan,hastalıklardan zalimlerin şerrinden,görünür,görünmez bütün varlıkların şerrinden korusun kollasın.Amin Seni çok seviyorum annem kendine iyi bak yavrum... 

3 Eylül 2012 Pazartesi

NİŞANIMIZ

Maaşallah la kuvvete illa billah
Bugün en mutlu günümüzün 1.yıldönümü.
Allahım yavrularımı nazarlardan korusun.
MAAŞALLAH
Ömrünüz boyunca hep sağlıklı,mutlu,neşeli,huzurlu olun yavrularım…
Allah ayırmasın sizi hep birbirinizi sevin,sayın.
Allah bütün hayırlı muratlarınızı kabul etsin.
Evliliğiniz baldan tatlı olsun.Bereketli olsun. 
Neşeniz bol, sağlığınız hep yerinde olsun.
Hayırlı çocuklarınız olsun.
Allah’ım sizi kötü hastalıklardan,kazalardan belalardan kem gözlerden,kıskançlar’dan,fesatlardan,şeytandan,şeytanlaşmış insanlardan,bütün şerlerden bütün musibetlerden, kötü sözlerden korusun.
Allahım İkinize'de hayırlı uzun ömürler versin yüzünüz daima gülsün.
Allah'ım dilediğiniz istediğiniz her şeyin en iyisini size nasip etsin.
Ben sizden razıyım yavrularım.Allahım'da sizden razı olsun...AMİN





30 Ağustos 2012 Perşembe

PAPATYAM VE İLKGÖZAĞRIM (DİNİ NİKAHIMIZ)

(Bugün papatyamla ilkgözağrımın dini nikahlarının kıyıldıgı  gün)

Allahım! Bu evlilik akdini mübarek eyle. Çocuklarıma geçim, sevgi ve evliliklerinde sebat nasip eyle, 
Allahım! çocuklarıma birbirlerini, Peygamberimiz Hz. Muhammed ile Hz. Hatice validemizin birbirlerini sevdikleri gibi sevmeyi nasip eyle.Kendilerine Hz. Âdem ile Havva annemiz arasına koyduğun sevgi gibi bir sevgi var eyle.Hz. Ali Efendimiz ile Fatıma validemiz gibi birbirlerini sevdir.Birbirlerine karşı kalplerini ısındır ve onları fitneden,fesattan, nefretten ve düşmanlıktan muhafaza eyle.

Allah’ım! Çocuklarıma salih çocuklar, uzun ömürler ve bol rızık ihsan eyle.
Ey Rabbimiz! Bu evliliği hayırlı ve mübarek eyle.    
Birbirlerine karşı daima kalplerini ısındır ve onları fitneden, fesattan, nefretten ve düşmanlıktan muhafaza eyle...

Çocuklarım her gününüz birbirinizi daha çok severek ve birbirinize daha çok bağlanarak geçsin.Hayat boyu mutlu ve huzurlu yaşayın! Yuvanızdan sevgi eksik olmasın... 
Yaşam boyu birbirinizi daima sevmeniz ve hep neşe içinde, huzurlu bir hayat sürmeniz dileğimle.Elleriniz birbirinden hiç ayrılmasın. Unutmayın ki paylaştıkça çoğalan tek şey sevgidir,sevginiz hep çoğalsın!Yaşantınızın her günü bugünkü gibi sevgi dolu, mutlu ve heyecan dolu geçsin. Birbirinize hep bağlı kalın...AMİN

CAN YOLDAŞIM


Canım,hayatım,ömrüm,cansuyum,ilk aşkım,çocukluk aşkım,arkadaşım,eşim,dostum,sırdaşım,herşeyim...
İyi ki sen varsın,iyi ki seni sevmişim...
Beni başının tacı yaptığın için seni seviyorum AŞKIM...
Hayatın ağırlığını omuzlarımızda taşıyamayıp ezildik çoğu zaman,kimi zaman hasret,kimi zaman yalnızlık yağdı dünyamıza.Kimi zaman acılar,kimi zaman sancılar bir 
bıçak gibi saplandılar yüreğimize,ama kanat gerdin sen
bize KANATIM...
Beni yüreklendirdiğin,yanlız olmadığımı hissettirdiğin için,yardıma ihtiyacım olduğu her an yakınımda olduğun için,her türlü durumumuzu göğüsleyebildiğin,evine ve çocuklarına bağlı bir erkek olduğun için,teşekkürler.İyi ki varsın AŞKIM…
Canım hayatımın ışığı. zor ama güzel bir yoldayız bazen çok üzülsekte birbirimizi kırsak da biliyorum isteyerek olmuyor.Herşeyi birlikte halledeceğiz her engeli birlikte aşacağız bana olan güvenini hiç sarsmayacağım ve sana hep sadık kalacağım iyi ki varsın iyi ki BENİMSİN...
Sayende öğrendim hayat karşısında dimdik ayakta durmayı,yeri gelince alaycı bir gülümsemeyle kendime tutunmayı... 
Aşkım yarim iyi ki varsın, 
Can sende son bulsun… 
Sen dar günümde helal lokmamsın, 
Yar demek yetmez,canımda cansın.. 
Her kulun hakkını,bahtını şansını, 
Verene bin şükür,iyi ki varsın...
Rüyaların en güzelini görürken Tanrının seni koruması için gönderdiği meleklerin kanatları öyle büyük olsun ki en masum anında bile sana kimseler zarar veremesin 
dünde,bugünde,yarında...
Yüreğin kadar yanındayım.Kendini yalnız hissettiğinde elini kalbine koy; ben hep ordayım! 
Ağırdır sevmelerim her yürek taşıyamaz,büyüktür umutlarım her omuz kaldıramaz,her şey olur da şu kalbim,bir tek sensiz olamaz... 

Bugün olduğu gibi yarından sonraki günlerde de gözlerimdeki yerin değişmeyecek...

Bugünüm gibi yarında hep sevginle yaşayacağım.

Her bakışında okuduğum o gözleri her zaman yanımda göreceğim...

En yakın dostun en yakın sırdaşın olacağım...

Sıkıntın sıkıntım,üzüntün üzüntüm olacak...

Her üzgün anında gülüşünün geri gelmesi için elimden geleni yapacağım...

Yanında olamadığım ve varlığıma ihtiyacın olduğun her anda,bir rüzgar olup seni saracağım...

Her sabah sen uyurken sana bakıp ikimiz için dua edeceğim...

Beni tanıdığın gün bende gördüğün neyse ömrünce hep aynı göreceksin...

Sevgim asla değişmeyecek sevgim azalmayacak...

Senin herşeyin önünde olduğun gerçeği asla değişmeyecek...

Bir ömür boyu senin canın olarak kalacağım...

Sadece bir gün değil bütün günlerim senin olacak...

Seni Bir ömür boyu çok seveceğim... 

İyiki doğdun aşkım.Doğum günün kutlu olsun…







Alıntı

27 Ağustos 2012 Pazartesi

PAPATYAMIN DOĞUM GÜNÜ


                                 



CANIM PAPATYAM iyi ki doğdun. Sağlık, başarı, huzur, mutluluk kısacası istediğin,dilediğin her şey yeni yaşında seninle olsun! Tüm güzellikler seni bulsun! Sevdiklerinde hep seninle olsun.Yüce Allah kalbindeki dilediklerinin hepsini en güzel sekilde versin. Dogum Günün Kutlu Olsun…
SARI ÇİCEĞİM Seni seviyoruz melek yüzlü kızım…
MELEĞİM,nazlım, cilvelim, cana yakınım, akıllım ,şekerim,
Allah’ıma her gün şükrediyorum.Seni lütfedip bize verdiği için.Dilerim ki her günün güzel,mutlu, huzurlu, sağlıklı, başarılı ve bol kazançlı geçsin…
Dilerim ki Allah’ım karşına hayırlı insanları çıkarsın…
Dostlarında senin gibi sevecen olsun.Yüzüne gülüp arkandan kuyunu kazmasın.Sıcakkanlı ve iyi insanlar olsun…
Dilerim ki meleğim içindeki iyi niyet ömrün boyunca rehberin olsun…
Seni doğru yerlerde doğru insanlarla karşılaştırsın…
Dilerim ki Allah’ım sana da senin gibi evlatlar versin…
Seni öyle çok özlüyoruz ki  ben de baban da seni çok ama çok seviyoruz…
Senin gözlerindeki, o mutluluk, o her şeye sevinen kızımızı çok seviyorum…
Seni çok seviyorum ve senin annen olduğum için gurur duyuyorum…
Her zaman her koşulda senin yanında olacağıma desteğimi ve sevgimi senden esirgemeyeceğime söz veriyorum BEBEĞİM…
Doğum günün kutlu olsun kızım…
Aşkım sarı papatyam nazlı çiceğim evimin prensesi oğlumla beraber ömrünüz boyunca hep sağlıklı,mutlu,neşeli,huzurlu olun…
İlkgözağrım’dan Allah ayırmasın seni hep birbirinizi sevin,sayın Allah bütün hayırlı muratlarınızı kabul etsin.Evliliğiniz baldan tatlı olsun. Bereketli olsun. Neşeniz bol, sağlığınız hep yerinde olsun.Hayırlı çocuklarınız olsun.Allah’ım seni ve oğlumu kazalardan belalardan kem gözlerden,kıskançlar’dan, şeytandan,şeytanlaşmış insanlardan, kötü sözlerden korusun…
SEVGİNİN TEMELİ SAYGIDIR.BİRBİRİNİZE SAYGINIZ BİTMEDİKÇE SEVGİNİZ DEVAM EDER VE HER ZAMAN DAHADA GÜÇLENİR.HEP MUTLU OLUN.SİZİ ÇOK SEVİYORUZ…
                                      ANNECİĞİN,BABACIĞIN 



                 

26 Ağustos 2012 Pazar

ALLAHIN EMRİ İLE

Allahın Emri Peygamberin Kavliyle papatyamı ilkgözağrıma istediğimiz gün bugündü...


                      OĞLUMA...
Evlendiğin gelinimin büyümesinde ve yetişmesinde senin hiçbir katkın ve zahmetin olmadı.

Babasının ocağında ve annesinin kucağında bir gül gibi yetişti.
Yüce Allah’a hamdetmeyecek misin?

Yüce Allah, Kur’ân-ı Kerîm’de: “Erkekler, kadınların koruyup

kollayıcılarıdır buyurmuştur onu koruyup kollayacaksın.


Eşini en güzel şekilde geçindirmek senin asıl görevindir.

Senin en güzel ve en hayırlı paran,eşine ve çocuklarına harcadığın 

paradır.

Evine, eşine ve çocuklarına bağlı ve onları çok seven bir âile reisi ol.

Senin yediğin en güzel ve en lezzetli yemek, evinde eşinle ve

çocuklarınla birlikte yediğin yemektir.

Evini  ve eşini her şeyin üstünde tutan sorumlu bir ev reîsi ol.

Erkek karısının elini tuttu muydu ikisinin de günahları ellerinin parmak uçlarından dökülür gider.Eşinin elini hiç bırakma.

Eşine hakaret etme gördügün kusurları tatlı sözle söyle.

Ev işlerine karışma ev hanımların dünyasıdır.ev işlerini

erkeklerden daha iyi bilirler.

Evine asık suratla girme yoksa ne ekersen,onu biçersin.

Eşine ilk gösterdigin sevgi ve ilgiyi devam ettir.

Eşine gücünün yettiğince arada hediye getir.

İnatçı olma isteklerini zorla yaptırmaya kalkma.

Nasıl olsa evlendim diye giyimini ihmal etme kadınlar

güzelliğe ve zerafete herzaman hayrandır.

Eşine ve çocuklarına karşı kötü davranma ev halkı 

arasında taraf tutma adaletine gölge düşürme.

Kendi yakınlarına gösterdiğin ilgiyi,eşine ve yakınlarına da 

göster.

Eşin üzüntülü olduğu veya hastalandığı zaman,onunla ilgilenip

gönlünü al.

Allah’ım senin için bereket versin,O’nun bereketi senin üzerinde


olsun.


                        KIZIMA... 
Sen ona yer ol ki, o sana gök olsun.
Sen ona ev ol ki, o da evin direği olsun.
Sen ona cariye ol ki, o da sana köle olsun.
Ona sıkıntı verme ki sevgisini azaltmasın.
Ondan uzak kalma ki, seni unutmasın!
Onun gözünü, burnunu ve kulağını koruyasın ki, gözü senden başkasını görmesin, senden başkasının kokusunu almasın ve senden hep güzel şeyler işitsin.
Yiyecek, içecek hususunda o ne getirirse, onunla kanaat et ve şunu bunu alamıyoruz diye asla şikayette bulunma!
Koca hakkını kendi hakkın üzerine tercih et!
Kocanın akrabasının hakkını da önde tut!
İntizama ve temizliğe dikkat et!
Eşinin yemek saati ile uyku saatine dikkat etmelisin! Açlık insanı huysuz eder, uykusuzluk ise, öfkelendirir.
Evinin mallarını ve eşyasını iyi koru!
Yaptığın işleri, iyilikleri başa kakma! 
Kocanın sırlarını hiç kimseye söyleme!
Eşinin üzüntüsünü ve neşesini paylaş! Ona her yönüyle iyi bir hayat arkadaşı ol! Yalan, yuvayı içten içe yıkan bir kurttur.
Kocandan, almakta zorlanacağı, gücünün yetmeyeceği şeyleri isteme!
Kadının güzel huylusu, eşine Cennet nimetidir. Sen kocana Cennet nimeti ol! Azap çektirme!
Allah sizler için bereket versinO’nun bereketi üzerinizde olsunO ikinizi daima hayır içerisinde bir araya getirsin.Hep sağlıklı mutlu,huzurlu olun daima birbirinizi sevip sayın.Allah sizi nazarlardan kem gözlerden korusun rızkınız bol olsun...AMİN
                                              

24 Ağustos 2012 Cuma

SEVGİ,NEŞE VE MUTLULUK

Sevgi, Neşe ve Mutluluk çok güzel geçinen üç arkadaştı. Yedikleri içtikleri ayrı gitmezdi. Bir gün canları sıkıldı. Yürüyüşe çıkdılar. Git git yol bir türlü bitmek bilmiyordu. Karınları aç, üstelik çok susamışlardı. Ne yapalım diye konuşurlarken karşıdan bir adamın geldiğini gördüler. Sevgi hemen atılarak..
-Amca o sırtında ki çuval da ne var?
Adam ters bir adamdı.
-Sana ne.
Sevgi şaşırdı. Yüreği sevgi dolu olduğu için böyle bir tepki beklemiyordu..
-Çok açız amca ne var söylesene? .
-Yiyecek ama ben onları eve aldım. Sizlere veremem.
Çok üzülmüştü Sevgi.
-Peki amca verme dedi.
Adam üç adım atar atmaz yığıldı yere. Yanlarına gittiklerinde adamın ölmüş olduğunu gördüler. Birşey yapamadan yollarına devam ettiler. Adamın ruhu öteki aleme doğru uçmaya başladı. Bir kapıdan içeri girdi. Beyazlar içinde bir melek onu bekliyordu.
Yollarına devam eden üç arkadaş, susuzluklarına bir çare bulamıyorlardı.
Neşe;
-Bak karşıdan bir kadın geliyor. Elinde de kocaman su güğümü var dedi. Üçü de sevinç içersindeydiler. Kadın yanlarına gelince,
-Güğümde su mu var teyze? diye sordu Neşe.
-Evet sana ne diye cevap verdi kadın.
Neşe tekrar,
-Çok susadık teyze, üçümüz de çok susadık dedi.
-Aaa.. ben sabahtan akşama kadar tarlada çalışıyorum. Size bir damla bile veremem dedi.
Üçü de şaşırmışlardı. Birşey diyemediler. Kadın yüzlerine bile bakmadan yürümeye başladı. Birden bir gürültüyle arkalarına döndüler. Bir de ne görsünler. Kadın düşmüş ve elinde ki toprak güğüm kırılmıştı. Güğümde ki sular toprağa yayılmıştı.Kadın da hareketsiz yatıyordu. Koşarak kadının başına gittiler. Fakat kadın ölmüştü. Birşey yapamadan yollarına devam ettiler.
Kadının ruhuda öteki aleme doğru uçmaya başladı. O da bir kapıdan içeri girdi. Karşısında beyazlar içinde bir melek duruyordu.
Üç arkadaş açlık ve susuzluktan bitap düşmüşlerdi. Karşıdan şarkı söyleye,
söyleye bir çocuk geliyordu. Elinin birinde ekmek, birinde de bir şişe su vardı. Mutluluk çocuğa,
-Karnımız çok aç bizlere ekmek, su verirmisin? .
-Tabi ablalarım. Cebimde param var. Ben yine gider alırım dedi. Elinde ki ekmeği ve suyu Mutluluğa uzattı. Üç arkadaş öyle sevinmişlerdi ki..
Hemen ekmeği paylaşıp suyu da içtiler. Hayretle çocuk onlara bakıyordu.
-Ablalarım çok acıkmışınız gerçekten dedi.
Sevgi çocuğa,
Herzaman yüreğin sevgiyle dolsun, sevgiyle taşsın. Karşına hep sevgi yürekler çıksın dedi.
Sıra Neşe`deydi. Herzaman neşen bol olsun. Hep neşeli ol dedi.
Mutluluk ise,
-Mutluluk hep seninle olsun. üzüntüler sana uğramasın dedi.
Çocuk teşekkür ederek tekrar eve ekmek almak için geriye döndü.
Adamla, kadın meleğin karşısındaydı. Melek önce adama dönerek,
-Bu yaşa kadar sevgi adına ne yaptın? . Hiçbirşey yapmadım. Hep çalıştım. Aileme baktım.
-Hiçdurmadan karını, çocuğunu dövdün. İçtin içtin herkese sataştın. Senin yüreğinde sevgi yok. Neşeli olamadığın gibi, mutluluğu da tatmadın. Haydi git şu kapıdan gir içeri dedi.
-Orası neresi? diye sordu adam.
-Sevgiyi yüreklerinde yaşatmayanların yeri, diye cevap verdi melek.
Sıra kadına geldi. Aynı soruları ona da sordu.
Kadında meleğin sorularını cevapladı.
-Ne yapayım. Kocam hergün kahvede, bütün gün tarlada çalıştım.
Ama sen den yardım isteyen komşularına yardım etmedin. Bol bol dedikodu yaptın. Herkesi birbirine düşürdün. Yüreğinde bir lokmacık sevgiyi barındırmadın. Haydi sen de aynı kapıdan geç diye cevap verdi.
Sevgi,Neşe, Mutluluk yollarına devam ediyorlardı. Ama gördükleri, çoğu insanın yüreğinde sevgi den eser yoktu. Sevgi olmayınca Neşe ve Mutlulukta olmuyordu.
Sevgi herzaman yüreklerinizde, Neşe ve Mutluluk sizlerle olsun...














Alıntı