5 Nisan 2012 Perşembe
KARDEŞLİK
Kardeşlik öyle bir denizdir ki dibi bulunmaz eşi benzeri yoktur, öyle bir sırdır ki, her gönül kaldırmaz, öyle özeldir ki vicdanı olmayan anlamaz!..
3 Nisan 2012 Salı
NAZARDAN KORUNMA DUASI
Euzu bi kelimâtillâhi't-tâmmeti min kulli şeytanin ve hammetin ve min külli aynin lammeh."
"Her türlü şeytandan, zararlı şeylerden ve kem gözlerden bütün kelimeleri yüzü hürmetine Allah'a sığınırım."
"Ve in yekadullezîne keferû leyuzlikûneke biebsarihim lemmâ semiu'z-zikre ve yekulûne innehu le mecnûnun ve ma huve illâ zikrun lil âlemîn."
Gerçekten o küfredenler Kur'an-ı işittikleri zaman az kaldı seni gözleriyle yıkacaklardı. "O, mutlaka bir mecnundur" diyorlar. Oysa Kur'an bütün alemler için büyük bir uyarıcıdır.." (Kalem Sûresi, 51-52)
Allahım çocuklarımı kocamı beni kem gözlerden kötü sözlerden, fesatlardan ,kıskançlardan, şeytandan şeytanlaşmış insanlardan koru hepimize hidayet ver helal rızık ver.haramdan uzak tut .Sağlık ,mutluluk,huzur ver.AMİN
"Her türlü şeytandan, zararlı şeylerden ve kem gözlerden bütün kelimeleri yüzü hürmetine Allah'a sığınırım."
"Ve in yekadullezîne keferû leyuzlikûneke biebsarihim lemmâ semiu'z-zikre ve yekulûne innehu le mecnûnun ve ma huve illâ zikrun lil âlemîn."
Gerçekten o küfredenler Kur'an-ı işittikleri zaman az kaldı seni gözleriyle yıkacaklardı. "O, mutlaka bir mecnundur" diyorlar. Oysa Kur'an bütün alemler için büyük bir uyarıcıdır.." (Kalem Sûresi, 51-52)
Allahım çocuklarımı kocamı beni kem gözlerden kötü sözlerden, fesatlardan ,kıskançlardan, şeytandan şeytanlaşmış insanlardan koru hepimize hidayet ver helal rızık ver.haramdan uzak tut .Sağlık ,mutluluk,huzur ver.AMİN
ÇOCUKTAN ANNE BABAYA MEKTUP
Sevgili Anneciğim, Babacığım,Bütün duygu ve düşüncelerimi dile getirebilseydim, size şunları söylemek isterdim:
Deneme ile öğrenirim. Bana oyunda, arkadaşlıkta ve uğraşılarımda özgürlük tanıyın. Beni her yerde, her işimde, koruyup kollamaya çalışmayın. Davranışlarımın sonuçlarını kendim görürsem daha iyi öğrenirim. Kendi işimi kendim görmeye alıştırın. Büyüdüğümü başka nasıl anlarım?
Büyümeyi çok istiyorsam da ara sıra yaşımdan küçük davranmaktan kendimi alamıyorum. Bunu önemsemeyin. Ama siz ben şımartmayın. Hep çocuk kalmak isterim sonra. Her istediğimi elde edemeyeceğimi biliyorum. Ancak siz verdikçe almadan edemiyorum. Bana yerli yersiz söz de vermeyin. Sözünüzü tutmayınca sizlere güvenim azalıyor.Bana kesin ve kararlı davranmaktan çekinmeyin. Yoldan saptığımı görünce beni sınırlayın. Koyduğunuz kurallar ve yasakların hepsini beğendiğimi söyleyemem. Ancak, hiç kısıtlanmayınca ne yapacağımı şaşırıyorum. Tutarsız davrandığınızı görünce hem bocalıyor, hem de bundan yararlanmadan edemiyorum.
Beni dinleyin. Öğrenmeye en yakın olduğum anlar, soru sorduğum anlardır. Açıklamalarınız kısa ve açık olsun.
Öğütlerinizden çok davranışlarınızdan etkilendiğimi unutmayın. Beni eğitirken ara sıra yanlışlar yapabilirsiniz. Bunları çabuk unuturum. Ancak birbirinize saygı ve sevginizin azaldığını görmek beni yaralar ve sürekli tedirgin eder.
Çok konuşup çok bağırmayın. Yüksek sesle söylenenleri pek duymam. Yumuşak ve kesin sözler bende daha iyi izler bırakır. “Ben senin yaşında iken...” diye başlayan sözleri hep kulak ardına atarım.
Küçük yanılgılarımı büyük suçmuş gibi başıma kakmayın. Beni, korkutup sinirlendirerek, suçluluk duygusu aşılayarak usandırmaya çalışmayın. Yanlış davranışım üzerinde durup düzeltin. Ceza vermeden önce beni dinleyin. Suçumu aşmadığı sürece cezama katlanabilirim.
Beni yeteneklerimin üstünde işlere zorlamayın. Ama başarabileceğim işleri yapmamı bekleyin. Başarmam için beni destekleyin. Hiç değilse çabamı övün. Bana güvendiğinizi belli edin. Beni başkalarıyla karşılaştırmayın; umutsuzluğa kapılırım.
Benden yaşımın üstünde olgunluk beklemeyin. Bütün kuralları birden öğretmeye kalkmayın. Bana süre tanıyın. Yüzde yüz dürüst davranmadığımı görünce ürkmeyin. Beni köşeye sıkıştırmayın, yalana sığınmak zorunda kalırım. Sizi çok bunalttığım sırada bile soğukkanlılığınızı yitirmeyin. Kızgınlığınızı haklı görebilirim, ama beni aşağılamayın. Hele başkalarının yanında onurumu kırmayın. Unutmayın ki ben sizi yabancıların yanında güç durumlara düşürebilirim.
Bana haksızlık ettiğinizi anlayınca açıklamaktan çekinmeyin. Özür dileyişiniz size olan sevgimi azaltmaz; tersine, beni size daha çok yakınlaştırır.
Aslında ben sizleri olduğunuzdan daha iyi görüyorum. Bana kendinizi yanılmaz ve erişilmez göstermeye çabalamayın. Yanıldığınızı görünce üzüntüm büyük olur.
Biliyorum arasıra sizi üzüyor, belki de düş kırıklığına uğratıyorum. Bana verdiklerinizin yanında benden istediklerinizin çok olmadığını da biliyorum. Yukarıda sıraladığım istekler size çok geldiyse bir çoğundan vazgeçebilirim; yeter ki beni ben olarak seveceğinize olan inancım sarılmasın.
Benden “örnek çocuk” olmamı beklemezseniz, ben de sizden kusursuz ana baba olmanızı beklemem. Sevecen ve anlayışlı olmanız bana yeter.
Sizin çocuğunuz olarak doğmak elimde değildi. Ama seçme hakkım olsaydı, sizden başka kimsenin çocuğu olmak istemezdim!
Sizi seviyorum.Çocuğunuz...
ALINTI
Deneme ile öğrenirim. Bana oyunda, arkadaşlıkta ve uğraşılarımda özgürlük tanıyın. Beni her yerde, her işimde, koruyup kollamaya çalışmayın. Davranışlarımın sonuçlarını kendim görürsem daha iyi öğrenirim. Kendi işimi kendim görmeye alıştırın. Büyüdüğümü başka nasıl anlarım?
Büyümeyi çok istiyorsam da ara sıra yaşımdan küçük davranmaktan kendimi alamıyorum. Bunu önemsemeyin. Ama siz ben şımartmayın. Hep çocuk kalmak isterim sonra. Her istediğimi elde edemeyeceğimi biliyorum. Ancak siz verdikçe almadan edemiyorum. Bana yerli yersiz söz de vermeyin. Sözünüzü tutmayınca sizlere güvenim azalıyor.Bana kesin ve kararlı davranmaktan çekinmeyin. Yoldan saptığımı görünce beni sınırlayın. Koyduğunuz kurallar ve yasakların hepsini beğendiğimi söyleyemem. Ancak, hiç kısıtlanmayınca ne yapacağımı şaşırıyorum. Tutarsız davrandığınızı görünce hem bocalıyor, hem de bundan yararlanmadan edemiyorum.
Beni dinleyin. Öğrenmeye en yakın olduğum anlar, soru sorduğum anlardır. Açıklamalarınız kısa ve açık olsun.
Öğütlerinizden çok davranışlarınızdan etkilendiğimi unutmayın. Beni eğitirken ara sıra yanlışlar yapabilirsiniz. Bunları çabuk unuturum. Ancak birbirinize saygı ve sevginizin azaldığını görmek beni yaralar ve sürekli tedirgin eder.
Çok konuşup çok bağırmayın. Yüksek sesle söylenenleri pek duymam. Yumuşak ve kesin sözler bende daha iyi izler bırakır. “Ben senin yaşında iken...” diye başlayan sözleri hep kulak ardına atarım.
Küçük yanılgılarımı büyük suçmuş gibi başıma kakmayın. Beni, korkutup sinirlendirerek, suçluluk duygusu aşılayarak usandırmaya çalışmayın. Yanlış davranışım üzerinde durup düzeltin. Ceza vermeden önce beni dinleyin. Suçumu aşmadığı sürece cezama katlanabilirim.
Beni yeteneklerimin üstünde işlere zorlamayın. Ama başarabileceğim işleri yapmamı bekleyin. Başarmam için beni destekleyin. Hiç değilse çabamı övün. Bana güvendiğinizi belli edin. Beni başkalarıyla karşılaştırmayın; umutsuzluğa kapılırım.
Benden yaşımın üstünde olgunluk beklemeyin. Bütün kuralları birden öğretmeye kalkmayın. Bana süre tanıyın. Yüzde yüz dürüst davranmadığımı görünce ürkmeyin. Beni köşeye sıkıştırmayın, yalana sığınmak zorunda kalırım. Sizi çok bunalttığım sırada bile soğukkanlılığınızı yitirmeyin. Kızgınlığınızı haklı görebilirim, ama beni aşağılamayın. Hele başkalarının yanında onurumu kırmayın. Unutmayın ki ben sizi yabancıların yanında güç durumlara düşürebilirim.
Bana haksızlık ettiğinizi anlayınca açıklamaktan çekinmeyin. Özür dileyişiniz size olan sevgimi azaltmaz; tersine, beni size daha çok yakınlaştırır.
Aslında ben sizleri olduğunuzdan daha iyi görüyorum. Bana kendinizi yanılmaz ve erişilmez göstermeye çabalamayın. Yanıldığınızı görünce üzüntüm büyük olur.
Biliyorum arasıra sizi üzüyor, belki de düş kırıklığına uğratıyorum. Bana verdiklerinizin yanında benden istediklerinizin çok olmadığını da biliyorum. Yukarıda sıraladığım istekler size çok geldiyse bir çoğundan vazgeçebilirim; yeter ki beni ben olarak seveceğinize olan inancım sarılmasın.
Benden “örnek çocuk” olmamı beklemezseniz, ben de sizden kusursuz ana baba olmanızı beklemem. Sevecen ve anlayışlı olmanız bana yeter.
Sizin çocuğunuz olarak doğmak elimde değildi. Ama seçme hakkım olsaydı, sizden başka kimsenin çocuğu olmak istemezdim!
Sizi seviyorum.Çocuğunuz...
ALINTI
1 Nisan 2012 Pazar
YARAB
Ya Hasib!
Emellerim hesaba gelmez arzularım sayıya
dökülmez
Defterimden yanlışlarımı çıkar ki hesabım
kolay olsun
Ihtiyaçlarımın en küçügüne hayallerimin
hiçbirine elim
yetişmez
Kalbimin sızılarını topla ki hesaba gelir bir
duam olsun.
Emellerim hesaba gelmez arzularım sayıya
dökülmez
Defterimden yanlışlarımı çıkar ki hesabım
kolay olsun
Ihtiyaçlarımın en küçügüne hayallerimin
hiçbirine elim
yetişmez
Kalbimin sızılarını topla ki hesaba gelir bir
duam olsun.
Ya Kerim!
Ya Rabbi! Kereminle güzel eyle her halimi
Kereminle sevindir kalbimi
Sen ki en çok acizlere zayıflara ikram eylersin
Sen ki hiç sebepsiz hiç hesapsız kerem
eylersin
Sen ki bir avuç tohumda bir bahçenin agacını,
saklarsın.
Cennetine al hiç bitmeyen ikramına eriştir
beni.
Kerem et bu acize az sevabını çok eyle
Ya Rakib!
Ya Rabbi! Kereminle güzel eyle her halimi
Kereminle sevindir kalbimi
Sen ki en çok acizlere zayıflara ikram eylersin
Sen ki hiç sebepsiz hiç hesapsız kerem
eylersin
Sen ki bir avuç tohumda bir bahçenin agacını,
saklarsın.
Cennetine al hiç bitmeyen ikramına eriştir
beni.
Kerem et bu acize az sevabını çok eyle
Ya Rakib!
Ömrümün her anında seni anmak dilerim
Lakin halim el vermez unuturum
Kalbime zikrini yerleştir uyandır beni
Ölüm anımı sen anarak yaşamak isterim
Lakin mecalim yetmez susarım
Dualarimi katına eriştir yandır beni
Hesap günü seni razı etmeyi arzu ederim
Lakin sevabım yetmez korkarım
Yaptiklarımı hayra eriştir iyilerle andır beni
Ey her şeyin var edicisi, ey her varın, her
varlığın yegane sahibi!
Dilimizdeki düğümü çöz. Göğsümüzdeki
SIKINTIYI gider. Bizi imanın esenlik
bağışlayan yurdundan ayırma. Bizi
salihlerdenkıl. Bizi iyiliğin, erdemin,
güzelliğin ve direnişin ışıltılarıyla donat. Bizi
ışıksız, azıksız bırakma. Elimizi kötülükten,
dilimizi kirden,dimağımızı
kötürümleşmekten, inancımızı küfürden uzak
tut. Üzerimize sabır yağdır.
Ayaklarımızı kavi kıl ve bize dayanma gücü
ver.
Ey adaşı, ortağı olmayan Yüce Allah!
Zamanın kirli ve boğucu örtüsünü
üzerimizden atacak bilgi, bilinç ve hikmetle
donat bizi. Sabırla, çabayla, onurlu bir
imeceyle kovduğumuz zindanlarda tutsak
kılma. Acıyı dönüştüren bir bilgelikle
, gönülleri yumuşatan bir merhametle, güzel
yasamayı örneklendiren bir tanıklıkla yoğur
bizi. Bizi tut. Bizi bırakma. Bize
kaldıramayacağımız bir yük yükleme.
Başımızı dik tutmak için güçlü kıl bizi.
Kalbimizi kötülüğe döndürme. Bizi
dönenlerden, döneklerden uzaklaştır. Bizi
kitabın yolundan ayırma. Ellerimizi bırakma.
Şereflice yaşama ve ayakta kalma zindeliğini
eksik etme bizden. Bizleri eksiltme, zelil
kılma. Bizi sev. Bizi sevgiyle büyüt. Ve
canımızı Müslümanlar olarak al! AMİN
ALINTI
varlığın yegane sahibi!
Dilimizdeki düğümü çöz. Göğsümüzdeki
SIKINTIYI gider. Bizi imanın esenlik
bağışlayan yurdundan ayırma. Bizi
salihlerdenkıl. Bizi iyiliğin, erdemin,
güzelliğin ve direnişin ışıltılarıyla donat. Bizi
ışıksız, azıksız bırakma. Elimizi kötülükten,
dilimizi kirden,dimağımızı
kötürümleşmekten, inancımızı küfürden uzak
tut. Üzerimize sabır yağdır.
Ayaklarımızı kavi kıl ve bize dayanma gücü
ver.
Ey adaşı, ortağı olmayan Yüce Allah!
Zamanın kirli ve boğucu örtüsünü
üzerimizden atacak bilgi, bilinç ve hikmetle
donat bizi. Sabırla, çabayla, onurlu bir
imeceyle kovduğumuz zindanlarda tutsak
kılma. Acıyı dönüştüren bir bilgelikle
, gönülleri yumuşatan bir merhametle, güzel
yasamayı örneklendiren bir tanıklıkla yoğur
bizi. Bizi tut. Bizi bırakma. Bize
kaldıramayacağımız bir yük yükleme.
Başımızı dik tutmak için güçlü kıl bizi.
Kalbimizi kötülüğe döndürme. Bizi
dönenlerden, döneklerden uzaklaştır. Bizi
kitabın yolundan ayırma. Ellerimizi bırakma.
Şereflice yaşama ve ayakta kalma zindeliğini
eksik etme bizden. Bizleri eksiltme, zelil
kılma. Bizi sev. Bizi sevgiyle büyüt. Ve
canımızı Müslümanlar olarak al! AMİN
ALINTI
30 Mart 2012 Cuma
İYİ YOLCULUKLAR YAVRULARIMA
İlkgözağrım,papatyam bu gece sabaha karşı gidiyor şimdiden kalbim sızlamaya başladı. Allahım acılarını göstermesin sağ sağlim gitsinler inşallah Allahım onları bütün kötülüklerden saklasın nazarlardan kem gözlerden korusun hep saglıklı hep mutlu olsunlar rızıkları bol olsun bana da sabır ver yarabbim Amin...
16 Mart 2012 Cuma
15 Mart 2012 Perşembe
SEVGİ İÇİN RANDEVU ALAN ÇOCUK
Kapıdan içeri girer girmez neşeyle bağırdı:
"Anne biliyor musun bugün yuvada ne oldu?"oyuncağıyla uykuya daldığında anneannesi oyuncağı yavaşça elinden alır."Nasıl yorulmuş yavrucak. Uykunun gül kokulu kolları sarsın seni"diyerek alnına bir öpücük konduruverirdi.
"Görmüyor musun? Telefonla konuşuyorum."
Hiç kimsenin sevdiği şey birbirine benzemiyordu. Annesi telefonu,
babası arabayı seviyordu. Herşey erteleniyordu telefon ve araba söz konusu
olduğunda.
Bir de eve misafir gelecek oldu mu kendisine hiç yer kalmıyordu.
Nerelere gitsindi?
Annesi kapattı telefonu. Mutfaktan tencere kaşık sesleri geliyordu.
Koşarak yanına gitti.
"Sana yardım edeyim mi?" dedi en sevimli halini takınarak.
Annesi manalı manalı baktı."Hayırdır. Bir yaramazlık filan. Bak bir de seninle uğraşmayayım.
Çok yorgunum zaten."
Yorgunluk nasıl bir şeydi. Bazen elinde
Yorgunluk gül kokulu bir uykuya dalmaksa eğer, ne diye annesi"Yemekte konuşuruz çocuğum. Bankada işler yetişmedi. Baban gelene
kendisiyle böyle kızgın kızgın konuşuyordu.
"Anneciğim yorulduğun zaman gül kokulu uykulara dalarsın. Anneannem
öyle söylüyor."
"Uykuya dalayım da gül kokuları kusur kalsın. Yorgunluktan
ölüyorum."
Bu kelimeden nefret ediyordu. Yorgunum. Yorgun olduğumdan. Böyle
yorgun yorgunken...
"Anneciğim sen yorulma diye..."
kadar bunları bitirmem lazım. Hadi sen oyna biraz."söylenmeye başladı.
"Hani siz yoruluyorsunuz ya..."
"Eeee...."
"Ben de oynamaktan yoruluyorum."
"Ne yapayım?"
"Bilmem..."
Yapılmaması gerekenleri biliyordu da büyükler, yapılması gerekenleri hiç bilmiyorlardı.
Işıklar söndü birden.Annesi öfkeyle
"Mum da yok" diye diye karıştırdı dolapları el yordamı.Çocuk sırtüstü yatıp,anneannesinin köyünü düşündü. Gaz lambasının ışığında deli tavşan masalını anlatışını. Deli tavşanın duvardaki aksini
getirdi gözlerinin önüne. Anneannesi gibi iki elini birleştirip işaret
parmaklarını yukarı kaldırarak tavşan kafası yaptı."bak deli tavşan" diyerek parmaklarını oynattı.Yoldan geçen arabaların farları duvardaki tavşana yol açtı. Tavşan alabildiğine hür dolaştı sağda solda. Otlarla kuşlarla konuştu. Sonra yorgun düştü. Duvardaki görüntü o minik avuçların açılmasıyla kayboldu.
Kolu yavaşça kanepeden aşağı sarktı.
Neden sonra ışıklar geldi. Kadın çocuğun hiç konuşmadığını akıl etti birden.
Kanepeye koştu. Küçücük dizlerini karnına doğru çekerek uykuya dalmıştı.
Masanın üstündeki dosyalara baktı iğrenerek. Dindirilmez bir
pişmanlık doldurdu içini.
Uyandırmaktan korka korka küçük alnına bir öpücük kondurdu.
Çocuk sanki bu öpücüğü bekliyormuşçasına
"İşin bitince beni sever misin anne?" dedi. Kadın, sevilmek için randevu alan çocuğuna bakarak sabaha kadar
ağladı.
Eğer bir çocuk aile içinde sevgi ve arkadaşlık görmüşse,
BU DÜNYADA MUTLU OLMAYI ÖĞRENİR
13 Mart 2012 Salı
TAHTA TABAK
Oğlu,gelini ve 4 yaşındaki torunuyla yaşayan bir adam vardı. Elleri titriyor, gözleri eskisi kadar iyi görmüyor,yürürken sendeliyordu. Yemek zamanı geldiğinde aile masaya birlikte otururdu. Fakat yaşlı büyükbabanın titreyen elleri, bulanık gören gözleri yemeği işkenceye dönüştürüyordu…
Bezelyeler kaşığından yere yuvarlanıyor, bardağı tuttuğunda masa örtüsüne süt sıçrıyordu…
Oğlu ve gelini bu durumdan rahatsız olmaya başlamışlardı…
Karı-koca köşeye küçük bir masa yerleştirdiler. Ailenin geri kalanları yemeklerinin tadını çıkarırken, büyükbaba bu küçük masada tek başına yiyordu…
Zaman içinde bir-iki tabak kırmasının ardından büyükbabaya yemekleri tahta tabakta verilmeye başlandı…
Böyle yalnız başına yemek yerken yaşlı adama göz attıklarında onu sessizce ağlarken buluyorlardı. Yine de karı-kocanın büyükbabayla konuşmaları yalnızca düşürdüğü çatal, döktüğü yemek için yapılan azarlamaların ötesine gitmiyordu…
Ailenin en küçük ferdiyse bütün bunları sessizce izliyordu. Bir öğleden sonra babası küçük oğlunu tahta parçalarıyla uğraşırken buldu ve tatlı bir sesle ona ne yaptığını sordu:
Oğlu aynı tatlılıkla:
-“Sana ve anneme ben büyüdüğümde kullanmanız için küçük birer kase yapıyorum…” diye cevap verdi ve işine devam etti…
Bu kelimeler anne-babasını öyle etkiledi ki, bir süre gözlerinden süzülen yaşlarla sessizliklerini korudular. Her ikisi de yapması gerekeni biliyordu. O akşamdan itibaren büyükbaba yeniden ailesiyle aynı masada yemeğini yedi ve ne oğlu ne de gelini düşen bezelyeleri, ıslanan masa örtüsünü, dökülen sütü dert etti…
Alıntı
ÇOCUGUN BABASINA VERDİĞİ DERS
Günlerden bir gün zengin bir baba oğlunu köye götürdü. Bu yolculuğun tek amacı vardı; insanların ne kadar fakir olabileceklerini oğluna göstermek. Çok fakir bir ailenin evinde iki gün geçirdiler. Köyden oturdukları kente gelirken baba oğluna sordu;
"İnsanların ne kadar fakir olabildiklerini gördün mü?"
"Evet!"
"Ne öğrendin peki?"
"Şunu öğrendim: Bizim evde bir köpeğimiz var, onlarınsa üç. Bizim bahçede çok büyük bir havuzumuz var, onlarınsa sonu olmayan bir dereleri. Bizim birkaç halımız var, onların yemyeşil, göz alabildiğince uzanan çimenleri. Bizim görüş alanımız karşı apartmana kadar, onlarsa bütün bir ufku görüyorlar."
Oğlu sözünü bitirdiğinde babası söyleyecek bir şey bulamadı.
Oğlu ekledi; "Teşekkürler, baba. Ne kadar fakir olduğumuzu gösterdiğin için!''
Hayata biraz da Cocukca bakabilmek dilegiyle…
Alıntı
"Evet!"
"Ne öğrendin peki?"
"Şunu öğrendim: Bizim evde bir köpeğimiz var, onlarınsa üç. Bizim bahçede çok büyük bir havuzumuz var, onlarınsa sonu olmayan bir dereleri. Bizim birkaç halımız var, onların yemyeşil, göz alabildiğince uzanan çimenleri. Bizim görüş alanımız karşı apartmana kadar, onlarsa bütün bir ufku görüyorlar."
Oğlu sözünü bitirdiğinde babası söyleyecek bir şey bulamadı.
Oğlu ekledi; "Teşekkürler, baba. Ne kadar fakir olduğumuzu gösterdiğin için!''
Hayata biraz da Cocukca bakabilmek dilegiyle…
Alıntı
10 Mart 2012 Cumartesi
VER ALLAHIM
Yücelerden yücesin, kimse bilmez nicesin..
Güzel Allah’ım.. Kimileri seni gökte umar, yerde arar.. Sen ise müminlerin kalbindesin..
Ey büyük Allahım; Bana öyle bir “sevgi” ver ki; Sadece dostumu değil, düşmanlarımı da sevebileyim.. Sevgim sonsuz bir hazine gibi bitmesin.. Artsın eksilmesin, taşsın dökülmesin.. Sevgi mücevherleri paylaştıkça çevremi doldursun.. Düşünebildiğim ve inandığım her sözü söyleyebildiğim için şükredebileyim.. Yıllar sonra beni hatırlayanlar, “herkese iyilik eden biriydi, tüm insanları severdi, o düzeyde de sevilen bir kişiydi” diye konuşsunlar ve ben de huzur içinde olayım.. Bana öyle bir “güç” ver ki; Herkesten daha çok çalışabileyim.. Hayatın acımasız şartlarına esir düşmeyeyim.. Efrad-ı ailemi ve akrabayı taallukatımı mutlu edeyim, hatta mutluluğu başkalarına da götürebileyim... Bana öyle bir “gönül” ver ki; Bir kuruluşun tepe noktasında olsam bile yetkimi asla farklı şekilde kullanmayayım.. Maiyetimdeki kişilere adaletli olayım.. Kimseye hor gözle bakmayayım.. Ne oldum delisi olmayayım.. Zamanında çektiğim sıkıntıları insanlara çektirmeyeyim.. Daima “ben” yerine, daha çok “biz” sözcüğünü kullanabileyim.. Bana öyle bir “sağlık” ver ki; Düşünebileyim, konuşabileyim, üretebilecek gücü kuvveti kendimde bulabileyim.. Bana öyle bir “erdem” ver ki; İyilik edebileyim ve iyiliğimin karşılığında teşekkür edenlere; “estağfirullah, ben bir şey yapmadım ki” diyebileyim. Bana öyle bir “yetenek” ver ki; İyi eş, iyi baba, iyi anne, iyi komşu, iyi arkadaş, iyi vatandaş olabileyim.. Bana öyle bir “umut” ver ki; Bugüne kadar yapmış olduğum hatalar için karamsarlığa düşmeyeyim, her an ufkumu geliştirerek hayata yeniden başlayayım.. Bana öyle bir “irade” ver ki; Bir gün şeytana yenilip onun egemenliğine doğru yönelirsem; eğer bu bir düşünce ise düşüncemi, bu bir adım ise ayağımı, bu bir uzanma ise elimi durdurabileyim.. Bana öyle bir “sabır” ver ki; İtidalli olmak, mütevazı yaşamak, insanları incitmemek, hayat tarzım olsun.. Düzgün olayım.. Doğru düşünebileyim.. Sükûneti bulayım,.. Ey Ulu Allah’ım.. Ey Âlemlerin Rabbi.. Ey Kâinatın Sahibi.. Senin hazinen geniştir.. Bunları Senden istiyorum.. Sana sığınıyorum.. Ancak: Hiçbir şey vermesen de, dualarımı nazar-ı dikkate almasan da, zerre miskâl dert etmem.. Edemem!.. Kulum, de bana.. Kulum de sadece.. Bir kere.., bir kere.. O da kâfi.. O da yeter!..
Alıntı
|
9 Mart 2012 Cuma
SAĞIR KURBAĞA
Kurbağalar bir gün yarışma düzenlemiş. Hedef; çok yüksek bir kulenin tepesine çıkmakmış. Bir sürü kurbağa da arkadaşlarını seyretmek için toplanmış ve yarış başlamış.Gerçekte seyirciler arasında hiç biri yarışmacıların kulenin tepesine çıkabileceğine inanmıyormuş.Sadece şu sesler duyulabiliyormuş: ''Zavallılar! hiç bir zaman başaramayacaklar!''
Yarışmaya başlayan kurbağalar kulenin tepesine ulaşamayınca teker teker yarışı bırakmaya başlamışlar. İçlerinden sadece bir tanesi inatla ve yılmadan kuleye tırmanmaya çalışıyormuş. Seyirciler bağırmaya devam ediyorlarmış:''Zavallılar! hiç bir zaman başaramayacaklar!''
Sonunda bir tanesi hariç, hepsinin ümitleri kırılmış ve bırakmışlar. Ama kalan son kurbağa büyük bir gayret ile mücadele ederek kulenin tepesine çıkmayı başarmış. Diğerleri hayret içerisinde bu işi nasıl başardığını öğrenmek istemişler. Bir kurbağa ona yaklaşmış ve sormuş;''Bu işi nasıl başardın?'' diye.O anda farkına varmışlar ki; Kuleye çıkan kurbağa sağırmış!
Siz de, hayallerinizi gerçekleştiremeyeceğinizi söyleyen söz ve kişilere karşı hep sağır kalın. Olumsuz düşünen insanları duymayın!…
Alıntı
Yarışmaya başlayan kurbağalar kulenin tepesine ulaşamayınca teker teker yarışı bırakmaya başlamışlar. İçlerinden sadece bir tanesi inatla ve yılmadan kuleye tırmanmaya çalışıyormuş. Seyirciler bağırmaya devam ediyorlarmış:''Zavallılar! hiç bir zaman başaramayacaklar!''
Sonunda bir tanesi hariç, hepsinin ümitleri kırılmış ve bırakmışlar. Ama kalan son kurbağa büyük bir gayret ile mücadele ederek kulenin tepesine çıkmayı başarmış. Diğerleri hayret içerisinde bu işi nasıl başardığını öğrenmek istemişler. Bir kurbağa ona yaklaşmış ve sormuş;''Bu işi nasıl başardın?'' diye.O anda farkına varmışlar ki; Kuleye çıkan kurbağa sağırmış!
Siz de, hayallerinizi gerçekleştiremeyeceğinizi söyleyen söz ve kişilere karşı hep sağır kalın. Olumsuz düşünen insanları duymayın!…
Alıntı
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
-
Bugün A..y adında bir melek geldi dünyaya... Bebeğim küçüğüm d oğum günün kutlu olsun OĞLUM ... Yolun, bahtın açık olsun...
-
Allahümme Salli Âlâ Seyyidina Muhammed, Allahümme Salli Âlâ Seyyidina Muhammed, Allahümme Salli Âlâ Seyyidina Muhammed, Eyy yerlerin gök...