30 Eylül 2012 Pazar

NİKAH TÖRENİMİZ


Ayparçam;sarı papatyam, gelinim,gözlerin ışığım,sözlerin umudum, KALBİM,koklamaya kıyamadığım ÇİÇEĞİM.
Öpmeye,dokunmaya,sevmeye doyamadığım,en güzel,en duru,en masum BEBEĞİM.
Dünya harikası MELEĞİM... 
İlkgözağrım;HUZURUM,seni o kadar çok seviyorum ki hiçbir sevgi sana olan sevgimin yerini alamaz, sen ve kardeşlerin benim sonsuza kadar sürecek tek mutluluğumsunuz.Yok sizden başka gerçeğim.Beni hayatta tutan,zamanı anlamlı kılan tek varlığım OĞLUMM.Her şeyin gönlünce olacağı bir yaşam kucaklasın seni.Hep sevgiyle yaşa ve seni ne kadar çok sevdiğimi hiç unutma anneciğim…
EvIiIik yıIdönümünüz kutIu oIsun EIIeriniz birbirinden hiç ayrıImasın. Ömür boyu mutIuIukIar sizin oIsun! Unutmayın ki;payIaştıkça çoğaIan tek şey sevgidir sevginizin hep çoğaImasını diIerim.Yaşamboyu bunu korumanız ve birbirinizi hep tamamIamanız diIeğiyIe.Her gününüz birbirinizi daha çok severek ve birbirinize daha çok bağIanarak geçsin. Hayat boyu mutIu ve huzurIu yaşayın! Yuvanızdan sevgi eksik oImasın...
                                    SİZİ ÇOOK SEVİYORUMM



27 Eylül 2012 Perşembe

27 _EYLÜL_2012



                                                 

Tarih:(27.09.2012)
Saat:(14:38)
'Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) evlenen bir kimseyi tebrik edeceği za­man;
ALLAH ! evliliğinizi her ikinize de mübarek kılsın, bereketi ikinizin üzerinize olsun ve sizi hayırlarda birleştirsin derdi inşallah hepimiz bu duadan nasibimizi almışızdır...AMİN




                      

26 Eylül 2012 Çarşamba

HAYDİ HAYIRLISI


Bismillahirrahmanirrahim.
Ya Rabbi ! bana benim istediklerimi değil benim için hayırlı ne ise onu ver.Sen her şeyi en iyi bilensin Allahım.
Ya Rabbi ! ben kulum Sen ise beni yaratansın.Beni imtihana tabi tutma.Hak ve hakikatten ayırma.Batıla yaklaştırma.
Ya Rabbi ! seni ve senin sevdiklerini sevmemi nasip et.Beni sevdiklerinle beraber eyle.
Beni ve yakınlarımı her türlü fenalıklardan muhafaza eyle.Sana kulluk görevimi yapabilmem için beni nefsimin şerrinden koru.Nefsimin eline beni göz açıp kapayıncaya kadar dahi bırakma.
Ya Rabbi ! bugün başladığımız hazırlığımızı mübarek kıl ve hayırlı eyle hep yanımızda ol... AMİN

19 Eylül 2012 Çarşamba

YA RABBİ


Ya Rahman,Ya Rahim,Ya Kerim,Ya Fettah,Ya Cebbar,Ya Gaffar,Ya Hayyu,Ya Kayyum
Ya Rabbi ! Sen herkesin "Ya Rabbideyişlerini duyarsın.Sen her canlının rızkını verir,her düşküne acırsın.Padişahlar da senin kapında devlet bulur,köleler de...
Sana hamd eder,her işimde Senden yardım dilerim. Verdiğin bütün nimetlere şükürler olsun...AMİN
                                          

18 Eylül 2012 Salı

ALLAH BİZE YETER

Tam olarak, bütün kelimeleriyle, her şeyi yaratan, her şeyin sahibi olan ve her şey üzerinde Aziz, Hafiz, Şafi, Nur, Fettah ve Kahhar olan hazreti Allaha sığınıyorum...
Yüce arşın sahibi olan Rabbim bana YETER...
Bana,eşime,çocuklarıma musallat olan olmak isteyen ne varsa, her türlü hastalık, cin, şeytan, sihir, büyü, nazar, haset, ağırlık, sıkıntı, panik, korku vb. ne varsa... hepsi hemen şimdi, hayatımızdan, bedenimizden, kaderimizden, bir daha geri dönmemek üzere akıp çıkıp gitsin...
Kendimin sağlığımı, bedenimi, kaderimi, şimdimi, geleceğimi, çocuklarımı, eşimi, işimi gücümü, geçimimi, beynimi, kalbimi, aklımı, fikrimi, duygu ve düşüncelerimi, bütün hücrelerimi ve herşeyimi Rabbime emanet ediyorum. O bu emaneti korumaya kafidir. Artık hiç bir şey bana zarar veremez, çok güçlüyüm, gücümü Rabbimden alıyorum. Allahım bana yeter...
Allahım bize YETER...


SIRDAŞ


                                                             
Su, kendine sırdaş arıyordu.Önce buluta verdi sırrını. Ağır geldi sır buluta. Sağnak sağnak döktü suyun tüm sırlarını. 
Sonra göle gitti su. Ona anlattı derdini. 
Bu arada bulut suyun sırrını yağmur yapıp, dolu yapıp, kar yapıp savurduğu için, zaman zaman taşıyordu göl ve suyun sırrı iyice açığa çıkıyordu. 
Sonra nehre verdi su sırrını. Nehir aldı suyun sırrını çekti gitti. Dereye verdi. 
Dere biraz daha yavaş olsada nehirden, o da götürdü suyun sırrını bir başka bilinmeze.. 
Çağlayanlar, şelaleler,akarsular..Hepsi kayboluyordu bir anda. 
Sonra bir gün su takip etti dereyi. Dereye okyanusa kavuşunca farketti su, bütün sırlarının akarsularla, çağlayanlarla, ırmaklarla...okyanusa taşındığını. 
Karar verdi su. 
Sırrını okyanusa verecekti. Öyle de yaptı zaten. 
Tüm sırlarını okyanusa verdi. 
Artık suyun sırrını okyanustan başkası bilmiyordu. Ne taştı okyanus, ne bir başkasına taşıdı suyun sırrını, ne de kurudu.... 
Geçen karşılaştık suyla. Bir bardaktaydı. Suskundu. Çok uğraştım konuşturamadım. Ben tam giderken 
'' Dur !'' dedi su.... Durdum! 
'' Okyanus yürekli dostlar bulmadan sakın konuşma! Taşıyamazlar, kaldıramazlar senin yükünü, canını yakarlar, utandırırlar ...'' dedi. 
Hep cevrenizde OKYANUS yürekli dostlarınızın olması dilegiyle.... 




(ALINTI)

15 Eylül 2012 Cumartesi

RABBİM

''Bittim'' dediğimde ''Yettim'' diyen Rabbim var.                   

14 Eylül 2012 Cuma

YAVRULARIM

Ne yüreğiniz dertlensin.
Ne gözleriniz nemlensin.
Ümit ettiğiniz her güzellik karşınızda oluversin  .
Yüce Allahım herşeyin hayırlısını gönlünüze göre versin...AMİN
  





 

13 Eylül 2012 Perşembe

RABBİM

Rabbim!
Görüyorum ki, Sen ölmüş yeryüzünü her bahar yeniden diriltiyorsun...
Kudretinle,kurumuş kemikler gibi ağaçları,
Çiçek çiçek tebessüm ettiriyorsun,
Yaprak yaprak urbalarla beziyorsun,
Meyvelerce hediyelerle sevindiriyorsun,
Toprağa düşüp,gözlerden uzak olan tohumları ,yeniden gün yüzüne getiriyorsun!
Sen bir baharı,bir çiçeği yaratırcasına kolayca yarattığın gibi;
Eşimin getirdiği her şeyden,bir bahar tazeliginde mutluluklar yarat bana!
Yüzümde bir gül gibi açtırdığın her gülücükten,
Eşimin gönlüne gül bahçelerinin ıtırını yay!
Yıllar geçtikçe üzerimize çöken puslu hazanların etkisiyle,
Unutkanlığın rüzgarında savurup,dağıttığımız inceliklerimizi,
Kalplerimizin kuytularında unutup,karanlığa bıraktığımız muhabbet sözlerimizi,
Tohumlar gibi filizlendir,
Çiçekler gibi süsle,
Yapraklar gibi tazeleştir,
Meyveler gibi tatlandır.Amin












                                                                                                                                                                   

11 Eylül 2012 Salı

ZENGİNLİK

Zamanın birinde bir hükümdar varmış, Zenginliği tüm dünyaca bilinirmiş. Hükümdar her gittiği yere hazinesinin bir bölümünü götürür ve bunları sergilemekten büyük onur duyarmış.

Etrafında bir sürü insan olmasına rağmen, hükümdarın en çok güvendiği ve yegane dostu bir bilge kişi varmış. Bir gün otururlarken, hükümdar bilge kişiye şöyle bir soru sormuş:
 - " Sen ki göğün gizemine ermiş, bilime yön vermiş bir adamsın. İnsanlar ister hükümdar kadar güçlü, ister savaşçılar kadar onurlu olsun sana danışır ve ağzından çıkacak bir sözü beklerler. Şimdi senin gibi bilge bir adamın fikrini merak etmekteyim, benim hükümdarlığım ve servetim hakkında ne düşünüyorsun?"
 Bilge bu soru karşısında hükümdarın gözlerinin içine bakarak şu sözleri söylemiş:
 - " Diyelim ki hükümdarım uçsuz bucaksız kızgın bir çöldesiniz. Ölmemek için, size uzatacağım bir bardak suya servetinizin yarısını verir miydiniz?"
 - " Verirdim tabii."
 - "Zaman geçti diyelim ki susuzluğunuz arttı, size uzatacağım bir sonraki bardağa servetinizin öteki yarısını da verir miydiniz?"
 Hükümdar biraz düşünmüş ve ardından "Ölmemek için evet" demiş. 
 Bunun üzerine bilge kişi gülerek şu sözleri söylemiş:
 - "Madem öyle, o zaman düşünmeye gerek yok fazlaca. Çünkü haşmetlim, sizin servetiniz yalnızca iki bardak sudan ibarettir."                  



                                                                                                                                                       



                                                                                                                                                          Alıntı
                        

9 Eylül 2012 Pazar

HATIRA DEFTERİ


80'ine merdiven dayamış yaşlı baba ile onu ziyarete gelen 45 yaşında ve saygın bir işi olan oğlu salonda oturuyorlardı. Hal hatırdan, çoluk çocuktan, havadan sudan sohbet ettikten sonra oğlu susmuş, ayrılmanın sinyalini vermişti.

O anda üzerinde oturdukları sedirin yanındaki pencerenin pervazına bir karga kondu.
 Yaşlı baba kargaya gülümseyerek biraz baktıktan sonra oğluna sordu: 
- Bu ne oğlum? Oğlu şaşkın, cevapladı:
- O bir karga baba. Yaşlı baba kargaya biraz daha baktıktan sonra yine sordu:
- Bu ne oğlum? Oğlu daha da şaşkın, yine cevapladı:
- Baba, o bir karga
 Karga hâlâ pervazda, komik hareketlerle başını sağa sola çeviriyor, başını yan yatırıyor, havaya bakıyor, sonra başını yine onlara çeviriyordu. Yaşlı baba üçüncü defa sordu:
- Bu ne? Oğlunun şaşkınlığı sabırsızlığa dönmüştü:
- O bir karga baba, üç oldu soruyorsun.Beni işitmiyor musun?
Yaşlı baba dördüncü defa da sorunca oğlunun sabrı taştı ve sesini yükseltti:
- Baba bunu neden yapıyorsun? Tam dört defadır onun ne olduğunu soruyorsun, sana cevap veriyorum ve sen hâlâ sormaya devam ediyorsun. Sabrımı mı deniyorsun ?!
 Babası yüzünde hâlâ bir gülümseme yerinden kalktı, içeri odaya gitti ve elinde bir defterle döndü. Bu bir hâtıra defteriydi. Oturdu, sayfalarını karıştırdı ve aradığını buldu. 
 Sevgiyle gülümseye devam ederek sayfası açık bir vaziyette defteri oğluna uzattı ve o sayfayı okumasını söyledi:
'Bugün 3 yaşındaki minik yavrumla salondaki sedirde otururken yanı başımızdaki pencerenin pervazına bir karga kondu.
Oğlum tam 23 defa onun ne olduğunu sordu.
23 soruşunda da ona sevgiyle sarılarak, onun bir karga olduğunu söyledim.
Rahatsız olmak mı? Hayır! Onun sorusunu masumca tekrar edişi içimi sevgiyle doldurdu...'


Alıntı

8 Eylül 2012 Cumartesi

BULUT VE YILDIZ

Bir zamanlar gökyüzünde birbirlerini çok seven bir bulutla, bir yıldız varmış... Bulut gökyüzünün en şeker, en pembe bulutu; yıldız ise, en parlak umudu en cok yansıtan yıldızıymıs...
Gökyüzündeki her varlık onların sevgisini kıskanırmış...Ama biri varmış ki; bulut ve yıldızın ayrılmalarını yürekten istiyormuş. Hemde yıldızın en yakın arkadaşı olmasına rağmen...
Bulut biraz safmış, kimseyi kıramazmış.Yıldız ise bulut için elinden gelen herseyi yapabilir, herkese meydan okuyabilirmiş. Zaten onun icin bir bulut,birde cok sevdiği dostu peri varmış. Bir derdi olduğunda gider periye anlatırmış. Ama nerden bilebilirmiş ki perinin birgün bunların hepsini yıldızla bulutun ayrılmaları icin koz olarak kullanacağını?

Birgün nazar değmiş bulutla yıldıza. Hiç yoktan bir sebepten tartışmışlar. Bulut çekip gitmiş hatalı olmasına rağmen. Yıldızsa " Nasılsa bulutum beni sever. Dönecektir! " diye hiçbirşey yapmamış " Döner geri! " diye düşünmüş.
Fakat hiçbir şey beklediği gibi gitmemiş.bulut dönmemiş.Kimbilir belkide cesaret edememiş dönmeye."Herseyin bitmesini göze alamam " diye düşünmüş.
Ancak ortada tek bir gerçek varmış ki o da ikisininde cok üzgün olduklarıymış. Gökyüzündeki melekler bile ağlamışlar onların durumlarına ama ne fayda ?
Ertesi gün yıldız olanları en yakın dostu periye anlatmış. Periyse göstermelik bir hüzne bürünmüş. Çünkü eline büyük bir fırsat geçmiş. Artık hayatı boyunca kıskandığı kişiye karşı kozları varmış elinde. O kişi en yakın dostu yıldız olmasına rağmen kullanacakmış kozlarını. Hem de büyük bır zevkle...
Bulutun yanına gitmiş ve yıldızın artık onu sevmediğini söylemiş. Bulutsa üzülmüş boynunu bükmüş ama elinden hiçbir şey gelmeyeceğini düşünmüş. Çünkü yıldız inatçıymış. Bir kere olmaz dediyse bir daha " olur " demezmiş.
Yıldız günlerce beklemiş bulutun gelmesini, ondan af dilemesini ama... Bulut gelmemiş.
Birgün yıldız bulutun yanına gidip konuşmaya karar vermiş. Gece yola çıkmış. Ama yolun sonunda bulutu,en iyi dostu sandığı periyle birlikte Ay' da elele görmüş. Melekler dayanamayıp bütün olan biteni anlatmışlar yıldıza.
Çok üzülmüs yıldız ve dönmüş arkasını,çaresiz gitmiş. Bu acıyla yavaş yavaş sönmeye başlamış. Günler geçmiş  yıldız sönmüş ışık veremez olmuş.
Bulutsa artık ne eskisi kadar pembe, ne de o kadar kadifeymiş. Yıldız ilk zamanlar herşey'den vazgeçmiş,hayata küsmüş. Ama kolay pes etmezmiş. Kısa bir süre sonra hayatıyla ilgili o önemli kararı vermiş. O güne kadar hiç görmediği güneşin yanına gidecekmis.Ve biraz daha ışık isteyecekmiş ondan...
Çok geçmeden  güneşin yanına gitmis... Ondan yansıtması için biraz daha ışık istemiş.Güneş ışık yerine sevgisini vermiş yıldıza...
İşte o gün bu gündür yıldız dünyaya güneşin sevgisini yansıtır,bulutsa hep gözyaşlarını akıtır dünyaya. Birde yüreğinde kopan fırtınaları...


                                      







                                                                                                                                              Alıntı


















7 Eylül 2012 Cuma

EVLATLARIM

Allah'a hakiki kul olun.
Ömrünüz boyunca Allah’ın sevdikleriyle beraber olun. 
Her zaman;
Önderiniz ve rehberiniz Hz. Muhammed (sav) olsun!
Hz. Ebûbekir gibi sâdık olun!
Hz. Ömer gibi adâletli olun!
Hz. Osman gibi edepli olun!
Hz. Ali gibi âlim olun!
Hz. Hamza gibi yürekli olun!
Hiçbir zaman dîninizden, dilinizden, soyunuzdan kaçmayın!
Haktan ayrılmayın!
Her zaman güçsüzden, fakirden, mazlumdan yana olun!
Allah sizi iki cihanda aziz etsin inşallah!
                                                                      AMİN

4 Eylül 2012 Salı

AKILLIM İYİ YOLCULUKLAR OĞLUM

Akıllım oğlum yolun açık olsun annem.
Allahım hep yanında olsun.
Allahım görünür görünmez, bilinmez tüm kötülüklerden seni
korusun.
Allahım  sana dünya döndükçe sağlık, iyilik, neşe,mutluluk,
hayırlı bol rızık,başarı versin.
Allahım seni kazalardan,belalardan,hastalıklardan zalimlerin şerrinden,görünür,görünmez bütün varlıkların şerrinden korusun kollasın.Amin Seni çok seviyorum annem kendine iyi bak yavrum... 

3 Eylül 2012 Pazartesi

NİŞANIMIZ

Maaşallah la kuvvete illa billah
Bugün en mutlu günümüzün 1.yıldönümü.
Allahım yavrularımı nazarlardan korusun.
MAAŞALLAH
Ömrünüz boyunca hep sağlıklı,mutlu,neşeli,huzurlu olun yavrularım…
Allah ayırmasın sizi hep birbirinizi sevin,sayın.
Allah bütün hayırlı muratlarınızı kabul etsin.
Evliliğiniz baldan tatlı olsun.Bereketli olsun. 
Neşeniz bol, sağlığınız hep yerinde olsun.
Hayırlı çocuklarınız olsun.
Allah’ım sizi kötü hastalıklardan,kazalardan belalardan kem gözlerden,kıskançlar’dan,fesatlardan,şeytandan,şeytanlaşmış insanlardan,bütün şerlerden bütün musibetlerden, kötü sözlerden korusun.
Allahım İkinize'de hayırlı uzun ömürler versin yüzünüz daima gülsün.
Allah'ım dilediğiniz istediğiniz her şeyin en iyisini size nasip etsin.
Ben sizden razıyım yavrularım.Allahım'da sizden razı olsun...AMİN