Harun Reşit, Bağdat’ın bahçeleri gezerken,ihtiyar bir adamın
hurma fidanı diktiğini görünce, yanına yanaşıp sorar.
hurma fidanı diktiğini görünce, yanına yanaşıp sorar.
-Kolay gelsin ihtiyar... Bu dikdiğin ağacın meyvasını kaç yılda
alacaksın? Yaşlı adam:
-Sanırım Kırk yıl sonra der. Bu cevaba Harun reşit şaşırır...
-Kırkyıl sonra mı? Sen bayağı yaşlısın, meyvesini
yiyemeyeceğin bir ağacı niye dikiyorsun o zaman? diye sorar...
İhtiyar gülümser...
-Meyvesini yediğimiz ağaçları, birileri bizim için dikmişlerdi.
Bende bu ağacı kendim için değil, benden sonra gelecekler
için dikiyorum der...Bu cevap Harun Reşid’in çok hoşuna
gitmiştir. Ona bir kese altın uzatır. Adam verilen keseyi
alır ve eliyle sakalını sıvazlayıp, Allah’a şükür eder.. Harun
reşit “Ne diye şükrediyorsun diye sorar. Yaşlı adam,
reşit “Ne diye şükrediyorsun diye sorar. Yaşlı adam,
-Herkes diktiği ağacın meyvesini kırk yıl sonra alırken, ben
diktiğim ağacın meyvesini şimdi aldım ondan der Bu cevap da
Harun reşidin çok hoşuna gider ve İhtiyara bir kese altın
daha verir.İhtiyar bir kez daha Allah’a Şükür ettikten sonra
Harun Reşit’in sormasına fırsat vermeden...
Harun Reşit’in sormasına fırsat vermeden...
Bu defaki şükredişimin sebebi de şudur efendim der."
Başkaları ağaçlarının ürününü yılda bir kere alırken,gördünüz
mü? Ben ikinci kez aldım" der...
Başkaları ağaçlarının ürününü yılda bir kere alırken,gördünüz
mü? Ben ikinci kez aldım" der...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder