| |
İlkgözağrım;HUZURUM,seni o kadar çok seviyorum ki hiçbir sevgi sana olan sevgimin yerini alamaz, sen ve kardeşlerin benim sonsuza kadar sürecek tek mutluluğumsunuz.Yok sizden başka gerçeğim.Beni hayatta tutan,zamanı anlamlı kılan tek varlığım OĞLUMM.Her şeyin gönlünce olacağı bir yaşam kucaklasın seni.Hep sevgiyle yaşa ve seni ne kadar çok sevdiğimi hiç unutma anneciğim…
EvIiIik yıIdönümünüz kutIu oIsun EIIeriniz birbirinden hiç ayrıImasın. Ömür boyu mutIuIukIar sizin oIsun! Unutmayın ki;payIaştıkça çoğaIan tek şey sevgidir sevginizin hep çoğaImasını diIerim.Yaşamboyu bunu korumanız ve birbirinizi hep tamamIamanız diIeğiyIe.Her gününüz birbirinizi daha çok severek ve birbirinize daha çok bağIanarak geçsin. Hayat boyu mutIu ve huzurIu yaşayın! Yuvanızdan sevgi eksik oImasın...
SİZİ ÇOOK SEVİYORUMM
|
30 Eylül 2012 Pazar
NİKAH TÖRENİMİZ
27 Eylül 2012 Perşembe
27 _EYLÜL_2012
Tarih:(27.09.2012)
Saat:(14:38)
'Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) evlenen bir kimseyi tebrik edeceği zaman;ALLAH ! evliliğinizi her ikinize de mübarek kılsın, bereketi ikinizin üzerinize olsun ve sizi hayırlarda birleştirsin derdi inşallah hepimiz bu duadan nasibimizi almışızdır...AMİN
26 Eylül 2012 Çarşamba
HAYDİ HAYIRLISI
Bismillahirrahmanirrahim.
Ya Rabbi ! bana benim istediklerimi değil
benim için hayırlı ne ise onu ver.Sen her şeyi en iyi bilensin Allahım.
Ya Rabbi ! ben kulum Sen ise beni yaratansın.Beni
imtihana tabi tutma.Hak ve hakikatten ayırma.Batıla yaklaştırma.
Ya Rabbi ! seni ve senin sevdiklerini sevmemi nasip et.Beni sevdiklerinle beraber eyle.
Beni ve yakınlarımı her türlü fenalıklardan muhafaza eyle.Sana kulluk görevimi yapabilmem için beni nefsimin şerrinden koru.Nefsimin eline beni göz açıp kapayıncaya kadar dahi bırakma.
Ya Rabbi ! bugün başladığımız hazırlığımızı mübarek kıl ve hayırlı eyle hep yanımızda ol... AMİN
Beni ve yakınlarımı her türlü fenalıklardan muhafaza eyle.Sana kulluk görevimi yapabilmem için beni nefsimin şerrinden koru.Nefsimin eline beni göz açıp kapayıncaya kadar dahi bırakma.
Ya Rabbi ! bugün başladığımız hazırlığımızı mübarek kıl ve hayırlı eyle hep yanımızda ol... AMİN
19 Eylül 2012 Çarşamba
YA RABBİ
Ya Rahman,Ya Rahim,Ya Kerim,Ya Fettah,Ya Cebbar,Ya Gaffar,Ya Hayyu,Ya Kayyum
Ya Rabbi ! Sen herkesin "Ya Rabbi" deyişlerini duyarsın.Sen her canlının rızkını verir,her düşküne acırsın.Padişahlar da senin kapında devlet bulur,köleler de...
Sana hamd eder,her işimde Senden yardım dilerim. Verdiğin bütün nimetlere şükürler olsun...AMİN
18 Eylül 2012 Salı
ALLAH BİZE YETER
Tam olarak, bütün kelimeleriyle, her şeyi yaratan, her şeyin sahibi olan ve her şey üzerinde Aziz, Hafiz, Şafi, Nur, Fettah ve Kahhar olan hazreti Allaha sığınıyorum...
Yüce arşın sahibi olan Rabbim bana YETER...
Bana,eşime,çocuklarıma musallat olan olmak isteyen ne varsa, her türlü hastalık, cin, şeytan, sihir, büyü, nazar, haset, ağırlık, sıkıntı, panik, korku vb. ne varsa... hepsi hemen şimdi, hayatımızdan, bedenimizden, kaderimizden, bir daha geri dönmemek üzere akıp çıkıp gitsin...
Kendimin sağlığımı, bedenimi, kaderimi, şimdimi, geleceğimi, çocuklarımı, eşimi, işimi gücümü, geçimimi, beynimi, kalbimi, aklımı, fikrimi, duygu ve düşüncelerimi, bütün hücrelerimi ve herşeyimi Rabbime emanet ediyorum. O bu emaneti korumaya kafidir. Artık hiç bir şey bana zarar veremez, çok güçlüyüm, gücümü Rabbimden alıyorum. Allahım bana yeter...
Allahım bize YETER...
Yüce arşın sahibi olan Rabbim bana YETER...
Bana,eşime,çocuklarıma musallat olan olmak isteyen ne varsa, her türlü hastalık, cin, şeytan, sihir, büyü, nazar, haset, ağırlık, sıkıntı, panik, korku vb. ne varsa... hepsi hemen şimdi, hayatımızdan, bedenimizden, kaderimizden, bir daha geri dönmemek üzere akıp çıkıp gitsin...
Kendimin sağlığımı, bedenimi, kaderimi, şimdimi, geleceğimi, çocuklarımı, eşimi, işimi gücümü, geçimimi, beynimi, kalbimi, aklımı, fikrimi, duygu ve düşüncelerimi, bütün hücrelerimi ve herşeyimi Rabbime emanet ediyorum. O bu emaneti korumaya kafidir. Artık hiç bir şey bana zarar veremez, çok güçlüyüm, gücümü Rabbimden alıyorum. Allahım bana yeter...
Allahım bize YETER...
SIRDAŞ
Su, kendine sırdaş arıyordu.Önce buluta verdi sırrını. Ağır geldi sır buluta. Sağnak sağnak döktü suyun tüm sırlarını.
Sonra göle gitti su. Ona anlattı derdini.
Bu arada bulut suyun sırrını yağmur yapıp, dolu yapıp, kar yapıp savurduğu için, zaman zaman taşıyordu göl ve suyun sırrı iyice açığa çıkıyordu.
Sonra nehre verdi su sırrını. Nehir aldı suyun sırrını çekti gitti. Dereye verdi.
Dere biraz daha yavaş olsada nehirden, o da götürdü suyun sırrını bir başka bilinmeze..
Çağlayanlar, şelaleler,akarsular..Hepsi kayboluyordu bir anda.
Sonra bir gün su takip etti dereyi. Dereye okyanusa kavuşunca farketti su, bütün sırlarının akarsularla, çağlayanlarla, ırmaklarla...okyanusa taşındığını.
Karar verdi su.
Sırrını okyanusa verecekti. Öyle de yaptı zaten.
Tüm sırlarını okyanusa verdi.
Artık suyun sırrını okyanustan başkası bilmiyordu. Ne taştı okyanus, ne bir başkasına taşıdı suyun sırrını, ne de kurudu....
Geçen karşılaştık suyla. Bir bardaktaydı. Suskundu. Çok uğraştım konuşturamadım. Ben tam giderken
'' Dur !'' dedi su.... Durdum!
'' Okyanus yürekli dostlar bulmadan sakın konuşma! Taşıyamazlar, kaldıramazlar senin yükünü, canını yakarlar, utandırırlar ...'' dedi.
Hep cevrenizde OKYANUS yürekli dostlarınızın olması dilegiyle....
(ALINTI)
Bu arada bulut suyun sırrını yağmur yapıp, dolu yapıp, kar yapıp savurduğu için, zaman zaman taşıyordu göl ve suyun sırrı iyice açığa çıkıyordu.
Sonra nehre verdi su sırrını. Nehir aldı suyun sırrını çekti gitti. Dereye verdi.
Dere biraz daha yavaş olsada nehirden, o da götürdü suyun sırrını bir başka bilinmeze..
Çağlayanlar, şelaleler,akarsular..Hepsi kayboluyordu bir anda.
Sonra bir gün su takip etti dereyi. Dereye okyanusa kavuşunca farketti su, bütün sırlarının akarsularla, çağlayanlarla, ırmaklarla...okyanusa taşındığını.
Karar verdi su.
Sırrını okyanusa verecekti. Öyle de yaptı zaten.
Tüm sırlarını okyanusa verdi.
Artık suyun sırrını okyanustan başkası bilmiyordu. Ne taştı okyanus, ne bir başkasına taşıdı suyun sırrını, ne de kurudu....
Geçen karşılaştık suyla. Bir bardaktaydı. Suskundu. Çok uğraştım konuşturamadım. Ben tam giderken
'' Dur !'' dedi su.... Durdum!
'' Okyanus yürekli dostlar bulmadan sakın konuşma! Taşıyamazlar, kaldıramazlar senin yükünü, canını yakarlar, utandırırlar ...'' dedi.
Hep cevrenizde OKYANUS yürekli dostlarınızın olması dilegiyle....
(ALINTI)
15 Eylül 2012 Cumartesi
14 Eylül 2012 Cuma
YAVRULARIM
Ne yüreğiniz dertlensin.
Ne gözleriniz nemlensin.
Ümit ettiğiniz her güzellik karşınızda oluversin .
Yüce Allahım herşeyin hayırlısını gönlünüze göre versin...AMİN
13 Eylül 2012 Perşembe
RABBİM
Rabbim!
Görüyorum ki, Sen ölmüş yeryüzünü her bahar yeniden diriltiyorsun...
Kudretinle,kurumuş kemikler gibi ağaçları,
Çiçek çiçek tebessüm ettiriyorsun,
Yaprak yaprak urbalarla beziyorsun,
Meyvelerce hediyelerle sevindiriyorsun,
Toprağa düşüp,gözlerden uzak olan tohumları ,yeniden gün yüzüne getiriyorsun!
Sen bir baharı,bir çiçeği yaratırcasına kolayca yarattığın gibi;
Eşimin getirdiği her şeyden,bir bahar tazeliginde mutluluklar yarat bana!
Yüzümde bir gül gibi açtırdığın her gülücükten,
Eşimin gönlüne gül bahçelerinin ıtırını yay!
Yıllar geçtikçe üzerimize çöken puslu hazanların etkisiyle,
Unutkanlığın rüzgarında savurup,dağıttığımız inceliklerimizi,
Kalplerimizin kuytularında unutup,karanlığa bıraktığımız muhabbet sözlerimizi,
Tohumlar gibi filizlendir,
Çiçekler gibi süsle,
Yapraklar gibi tazeleştir,
Meyveler gibi tatlandır.Amin
Görüyorum ki, Sen ölmüş yeryüzünü her bahar yeniden diriltiyorsun...
Kudretinle,kurumuş kemikler gibi ağaçları,
Çiçek çiçek tebessüm ettiriyorsun,
Yaprak yaprak urbalarla beziyorsun,
Meyvelerce hediyelerle sevindiriyorsun,
Toprağa düşüp,gözlerden uzak olan tohumları ,yeniden gün yüzüne getiriyorsun!
Sen bir baharı,bir çiçeği yaratırcasına kolayca yarattığın gibi;
Eşimin getirdiği her şeyden,bir bahar tazeliginde mutluluklar yarat bana!
Yüzümde bir gül gibi açtırdığın her gülücükten,
Eşimin gönlüne gül bahçelerinin ıtırını yay!
Yıllar geçtikçe üzerimize çöken puslu hazanların etkisiyle,
Unutkanlığın rüzgarında savurup,dağıttığımız inceliklerimizi,
Kalplerimizin kuytularında unutup,karanlığa bıraktığımız muhabbet sözlerimizi,
Tohumlar gibi filizlendir,
Çiçekler gibi süsle,
Yapraklar gibi tazeleştir,
Meyveler gibi tatlandır.Amin
11 Eylül 2012 Salı
ZENGİNLİK
Zamanın birinde bir hükümdar varmış, Zenginliği tüm dünyaca bilinirmiş. Hükümdar her gittiği yere hazinesinin bir bölümünü götürür ve bunları sergilemekten büyük onur duyarmış.
Etrafında bir sürü insan olmasına rağmen, hükümdarın en çok güvendiği ve yegane dostu bir bilge kişi varmış. Bir gün otururlarken, hükümdar bilge kişiye şöyle bir soru sormuş:
- " Sen ki göğün gizemine ermiş, bilime yön vermiş bir adamsın. İnsanlar ister hükümdar kadar güçlü, ister savaşçılar kadar onurlu olsun sana danışır ve ağzından çıkacak bir sözü beklerler. Şimdi senin gibi bilge bir adamın fikrini merak etmekteyim, benim hükümdarlığım ve servetim hakkında ne düşünüyorsun?"
Bilge bu soru karşısında hükümdarın gözlerinin içine bakarak şu sözleri söylemiş:
- " Diyelim ki hükümdarım uçsuz bucaksız kızgın bir çöldesiniz. Ölmemek için, size uzatacağım bir bardak suya servetinizin yarısını verir miydiniz?"
- " Verirdim tabii."
- "Zaman geçti diyelim ki susuzluğunuz arttı, size uzatacağım bir sonraki bardağa servetinizin öteki yarısını da verir miydiniz?"
Hükümdar biraz düşünmüş ve ardından "Ölmemek için evet" demiş.
Bunun üzerine bilge kişi gülerek şu sözleri söylemiş:
- "Madem öyle, o zaman düşünmeye gerek yok fazlaca. Çünkü haşmetlim, sizin servetiniz yalnızca iki bardak sudan ibarettir."
- " Sen ki göğün gizemine ermiş, bilime yön vermiş bir adamsın. İnsanlar ister hükümdar kadar güçlü, ister savaşçılar kadar onurlu olsun sana danışır ve ağzından çıkacak bir sözü beklerler. Şimdi senin gibi bilge bir adamın fikrini merak etmekteyim, benim hükümdarlığım ve servetim hakkında ne düşünüyorsun?"
Bilge bu soru karşısında hükümdarın gözlerinin içine bakarak şu sözleri söylemiş:
- " Diyelim ki hükümdarım uçsuz bucaksız kızgın bir çöldesiniz. Ölmemek için, size uzatacağım bir bardak suya servetinizin yarısını verir miydiniz?"
- " Verirdim tabii."
- "Zaman geçti diyelim ki susuzluğunuz arttı, size uzatacağım bir sonraki bardağa servetinizin öteki yarısını da verir miydiniz?"
Hükümdar biraz düşünmüş ve ardından "Ölmemek için evet" demiş.
Bunun üzerine bilge kişi gülerek şu sözleri söylemiş:
- "Madem öyle, o zaman düşünmeye gerek yok fazlaca. Çünkü haşmetlim, sizin servetiniz yalnızca iki bardak sudan ibarettir."
Alıntı
9 Eylül 2012 Pazar
HATIRA DEFTERİ
80'ine merdiven dayamış yaşlı baba ile onu ziyarete gelen 45 yaşında ve saygın bir işi olan oğlu salonda oturuyorlardı. Hal hatırdan, çoluk çocuktan, havadan sudan sohbet ettikten sonra oğlu susmuş, ayrılmanın sinyalini vermişti.
O anda üzerinde oturdukları sedirin yanındaki pencerenin pervazına bir karga kondu.
Yaşlı baba kargaya gülümseyerek biraz baktıktan sonra oğluna sordu:
- Bu ne oğlum? Oğlu şaşkın, cevapladı:
- O bir karga baba. Yaşlı baba kargaya biraz daha baktıktan sonra yine sordu:
- Bu ne oğlum? Oğlu daha da şaşkın, yine cevapladı:
- Baba, o bir karga
Karga hâlâ pervazda, komik hareketlerle başını sağa sola çeviriyor, başını yan yatırıyor, havaya bakıyor, sonra başını yine onlara çeviriyordu. Yaşlı baba üçüncü defa sordu:
- Bu ne? Oğlunun şaşkınlığı sabırsızlığa dönmüştü:
- O bir karga baba, üç oldu soruyorsun.Beni işitmiyor musun?
Yaşlı baba dördüncü defa da sorunca oğlunun sabrı taştı ve sesini yükseltti:
- Baba bunu neden yapıyorsun? Tam dört defadır onun ne olduğunu soruyorsun, sana cevap veriyorum ve sen hâlâ sormaya devam ediyorsun. Sabrımı mı deniyorsun ?!
Babası yüzünde hâlâ bir gülümseme yerinden kalktı, içeri odaya gitti ve elinde bir defterle döndü. Bu bir hâtıra defteriydi. Oturdu, sayfalarını karıştırdı ve aradığını buldu.
Sevgiyle gülümseye devam ederek sayfası açık bir vaziyette defteri oğluna uzattı ve o sayfayı okumasını söyledi:
'Bugün 3 yaşındaki minik yavrumla salondaki sedirde otururken yanı başımızdaki pencerenin pervazına bir karga kondu.
Oğlum tam 23 defa onun ne olduğunu sordu.
23 soruşunda da ona sevgiyle sarılarak, onun bir karga olduğunu söyledim.
Rahatsız olmak mı? Hayır! Onun sorusunu masumca tekrar edişi içimi sevgiyle doldurdu...'
Yaşlı baba kargaya gülümseyerek biraz baktıktan sonra oğluna sordu:
- Bu ne oğlum? Oğlu şaşkın, cevapladı:
- O bir karga baba. Yaşlı baba kargaya biraz daha baktıktan sonra yine sordu:
- Bu ne oğlum? Oğlu daha da şaşkın, yine cevapladı:
- Baba, o bir karga
Karga hâlâ pervazda, komik hareketlerle başını sağa sola çeviriyor, başını yan yatırıyor, havaya bakıyor, sonra başını yine onlara çeviriyordu. Yaşlı baba üçüncü defa sordu:
- Bu ne? Oğlunun şaşkınlığı sabırsızlığa dönmüştü:
- O bir karga baba, üç oldu soruyorsun.Beni işitmiyor musun?
Yaşlı baba dördüncü defa da sorunca oğlunun sabrı taştı ve sesini yükseltti:
- Baba bunu neden yapıyorsun? Tam dört defadır onun ne olduğunu soruyorsun, sana cevap veriyorum ve sen hâlâ sormaya devam ediyorsun. Sabrımı mı deniyorsun ?!
Babası yüzünde hâlâ bir gülümseme yerinden kalktı, içeri odaya gitti ve elinde bir defterle döndü. Bu bir hâtıra defteriydi. Oturdu, sayfalarını karıştırdı ve aradığını buldu.
Sevgiyle gülümseye devam ederek sayfası açık bir vaziyette defteri oğluna uzattı ve o sayfayı okumasını söyledi:
'Bugün 3 yaşındaki minik yavrumla salondaki sedirde otururken yanı başımızdaki pencerenin pervazına bir karga kondu.
Oğlum tam 23 defa onun ne olduğunu sordu.
23 soruşunda da ona sevgiyle sarılarak, onun bir karga olduğunu söyledim.
Rahatsız olmak mı? Hayır! Onun sorusunu masumca tekrar edişi içimi sevgiyle doldurdu...'
Alıntı
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
-
Bugün A..y adında bir melek geldi dünyaya... Bebeğim küçüğüm d oğum günün kutlu olsun OĞLUM ... Yolun, bahtın açık olsun...
-
Allahümme Salli Âlâ Seyyidina Muhammed, Allahümme Salli Âlâ Seyyidina Muhammed, Allahümme Salli Âlâ Seyyidina Muhammed, Eyy yerlerin gök...