22 Temmuz 2012 Pazar

ALLAHIM

Allah’ım Senden şu isimlerinin hakkı için
istiyor ve yalvarıyorum.
Ey her şeyin Gerçek Mâbudu olan Allah
Ey dünyada dost ve düşman ayırt etmeden
bütün mahlukatını rızıklandıran Rahman
Ey âhirette sadece dostlarına rahmet edecek
olan Rahim
Ey herseyi hakkıyla bilen Alîm
Ey yarattıklarına son derece yumuşak
muamele eden Halîm
Ey sonsuz büyüklük ve yücelik sahibi olan
Azîm
Ey herşeyi yerli yerinde yapan Hakîm
Ey varlığının başlangıcı olmayan Kadîm
Ey herşeyi ayakta tutan Mukîm
Ey iyilik ve ikrami bol olan Kerîm
Sen bütün kusur ve noksan sıfatlardan
münezzehsin, 
Senden baska İlah yok ki bize imdat etsin.
Emân ver bize, emân diliyoruz.
Bizi cehennemden kurtar...AMİN

ANNESİNİN KUZULARI

İLKGÖZAĞRIM,PAPATYAM,AKILLIM,KÜÇÜĞÜM

Annesiiiniiin kuzuulaarııı annesi onları çok
sever,öpeeeer,öpeeer, öpeer.....



17 Temmuz 2012 Salı

KARDEŞLİK


KARDEŞLİK; Düşmesin diye tutmak!


KARDEŞLİK; Bırakmıyacağını bilerek


 dayanmak !


KARDEŞLİK; Beraber ağlamak ve’de beraber 


gülmek!


KARDEŞLİK; Samimice sıkıntılara ve 


üzüntülere ortak olmak!..



11 Temmuz 2012 Çarşamba

KUZEY OĞLUM


İyice özgürlüğünü ilan etti evde top koşturuyor bıcır bıcır konuşuyor ... 
Babacığım,Papatyam,Bebekim,Babişko,Babiş,Aşkım,Güneş
teyze,Abicim,Abim,Aydancım,Ayşe,Annaanne,Anneciğim,
Maaşallah,Şükürler olsun,Allahuekber,
Allah korusun,Aziza(AzizAllah),Estagfirullah,Annesinin gülü
Babacığım ekoş,Cimbom,Bacım,En büyük Allah,
Lailahe illallah,Selamün Aleyküm,Aleyküm Selam
Annesinin kuzusu,Anan kurban olsun sana,Gel oğlum diyor YA HALİM,YA VEDUD,YA ŞAFİ,YA KERİM diyor geçmiş olsun bacım ve
tek tek abilerinin  ismini söylüyor kızdığı zaman homurdanıp yürü git diyor...
Ögrendiklerini birbirine karıştırıyor  birleştirip yeni kelimeler türetiyor, MAAŞALLAH evimin neşesine...

7 Temmuz 2012 Cumartesi

BUGÜN

BUGÜN ;
küçük mucizelerin günü olsun.İkram edilen taze demlenmiş bir bardak çay,ya da mis kokulu bir fincan kahve,Eski bir arkadaştan beklemediğin bir anda bir telefon.Eve veya işe giderken ya da alışverişte hep yeşil ışıklar.
BUGÜN;
İçinde küçük sevinçlerin olduğu bir gün olsun.Barış,mutluluk ve neşe dolu bir gün olsun.
BUGÜN;
Bir şeylerin mükemmelliğinde Yaradanın senin yanında olduğunu,seni kayırdığını ve bir yerlerden sana gülümsediğini hissettiğin,sana özel olduğun hissini yaşatan o garip ama hoş duygu ile dolu güzel bir gün olsun...
 

Her gün yeni bir başlangıçtır! adlı blogu her gün keyifle takip ediyorum.Dünkü yazısı çok begendim bende yazdım ve bu yazıyı sık sık tekrarlayacağım...
                    
 


5 Temmuz 2012 Perşembe

YOL PARASI

Hastane tıklım tıklımdır. Yaşlı kadın içeri girer. Doktor hanım, teyzeyi muayene eder; fakat hastalığından emin olamaz. Kadına dönüp:

-"Teyze şu şu tahlilleri yaptır gel!" der.
 
Yaşlı kadın başını öne eğer. Doktor, yaşlı kadının duymadığını düşünerek tekrar söyler. Yaşlı kadın başını yerden kaldırarak, ağlamaya hazır gözlerle:

-"Kızım, benim köye dönecek param yok, tahlilleri nasıl yaptırayım?" der.
 
Doktorun yapacak bir sürü işi olmasına rağmen, bırakır işini, tutar teyzenin elinden koridor koridor dolaştırıp tahlilleri yaptırır. Tahlillerin sonucunda doktor hastalığı belirler, gerekli ilaçları da alıp teyzeye verir. Yaşlı kadın tam odadan çıkacakken, doktor hanımın aklına "Yol Parası" gelir ve teyzeye köye gitmesine hayli hayli yetecek para uzatır. Yaşlı kadın önce almak istemese de daha sonra 'mecburiyetten' parayı alır. Sonra:
 
-"Allah senden razı olsun kızım. Köye nasıl döneceğim diye kara kara düşünüyordum, çok sağol" diyerek odadan çıkar.
 
Aradan bir saat kadar bir süre geçer. Doktor bakar ki yaşlı teyze kan ter içinde, kalabalığı yarmış, oflaya puflaya geliyor. Doktor şaşırmış bir halde "herhalde giderken bir şey unuttu" diye düşünür ve:
 
-"Ne oldu teyze?" diye sorar.
 
Teyzenin yüzünde kocaman bir gülümseme vardır bu sefer:
 
-"Kızım ben anayola çıkınca bir köylüme rastladım. Meğer o, minibüsle zaten köye dönüyormuş. Beni köye o götürecek; sen al paranı!.."


Alıntı

4 Temmuz 2012 Çarşamba

BERAT KANDİLİ




Regaiple Miraçı idrak ettikten sonra
Bu geceye ulaştık, affet bizi Allah’ım!
Yüce kapına geldik, tövbe ettikten sonra
Bir çok suça bulaştık, affet bizi Allah’ım!
Şu dünya aramıza bir çok engeller koydu
İnsanlar şeytan ile kendi nefsine uydu
Tekrar sana döndüler tekrar çağrını duydu
Ya Rab biz sana koştuk, affet bizi Allah’ım!
Ya Rab bu sana koşan, günakkar kullarındır
Günah, borç ve cezadan, sen bizleri arındır
Birlik, dirlik içinde, halkımızı barındır
Bizler hududu aştık, affet bizi Allah’ım!
Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin dedin
Bize vesile kıldın bu geceyi lütfettin
Her şeyi kuşatmıştır, kapsamıştır rahmetin
Rabbim sana el açtık, affet bizi Allah’ım!
Ramazan-ı şerife günahsız ulaşalım
Yüce peygamberinle cennette buluşalım
Hamd sancağı altında gölgede dolaşalım
Rabbim yolunu seçtik, affet bizi Allah’ım!
Öfke, nefreti ve kini ihraç et kalbimizden
Hoşgörü, anlayışı eksik eyleme bizden
Sana layık kul eyle razı ol hepimizden
Rabbim sana yaklaştık, affet bizi Allah’ım!
Rabbim tövbe eyledik, tövbemizi kabul et,
Rızık isteyin dedin, sen rızkımızı bol et
Hastalara şifa ver bizi hayırlı kul et
Rabbim sana el açtık, affet bizi Allah’ım!







                                                                                              Alıntı

3 Temmuz 2012 Salı

SABRET CAN

 Sabret Can; üzülme sevmeyen gitsin. Niçin ağlarsın? Dua et Rabbim seni terketmesin. İşte O terkederse gerçekten bitersin...






2 Temmuz 2012 Pazartesi

DERT AĞACI

Eski çiftlik evimi restore etmek için tuttuğum marangoz, işteki ilk gününü zorlukla tamamlamıştı.
Arabasının patlayan lastiği onun işe bir saat geç gelmesine neden olmuş, elektrikli testeresi iflas etmiş ve şimdi de eski püskü pikabı çalışmayı reddetmişti.
Onu evine götürürken yanımda adeta bir taş gibi oturuyordu. Evine ulaştığımızda beni, ailesiyle tanışmam için davet etti. 
Eve doğru yürürken küçük bir ağacın önünde kısa bir süre durdu, dalların uçlarına her iki eliyle dokundu. 
Kapı açıldığında ; adam şaşırtıcı bir şekilde değişti. Yanık yüzü tebessümle kaplandı, iki küçük çocuğunu kucakladı ve eşine kocaman bir öpücük verdi.
Daha sonra beni arabaya yolcu etmeye geldiğinde ; ağacın yanından geçerken merakım daha da arttı ve ona eve giderken gördüğüm olayı sordum.
"O,benim dert ağacım," dedi. "Elimde olmadan işimde bazı sorunla çıkıyor, ama şundan eminim ki o sorunlar, evime, eşime ve çocuklarıma ait değil. Bunun için bu sorunları her akşam eve girerken o ağaca asıyorum. Sabahları tekrar onları oradan alıyorum. Ama komik olan ne biliyor musunuz? Ertesi sabah onları almaya gittiğimde, astığım kadar çok olmadıklarını görüyorum.

" Öfkeyle geçen her dakikanız, mutluluğunuzdan çalınmış 60 saniyedir."

HİÇ BİR MASRAFI KARŞILIĞI OLMAYAN EN GÜZEL HEDİYE DUA

                                                               
Kocasının çok hasta olduğunu,çalışamaz duruma düştüğünü ve yedi çocuğu ile birlikte aç kaldıklarını ve yiyeceğe ihtiyaçları olduğunu söyler. Manav ona ters bir şekilde bakarak derhal dükkanını terk etmesini ister.Kadın ailesinin ihtiyaçlarını düşünerek: - 'Lütfen efendim' der. 'paramız olur olmaz getirip borcumu ödeyeceğim.' Manav kendisine bir kredi açamayacağını çünkü onun eski müşterisi olmadığını,kendisinde bir hesabının bulunmadığını söyler. O sırada dükkanın dışında bekleyen bir müşteri ikisinin arasında devam eden bu konuşmayı dinlemektedir.İçeriye girerek manava yaklaşır ve: 'ben o kadının almak istediklerine kefilim' der. 'ailesinin ihtiyacı olan şeyleri ona ver.' Bunun üzerine manav çok isteksiz bir şekilde kadına döner ve 'bir alışveriş listen var mıydı? Diye sorar.Kadın 'evet efendim' der. 'tamam' der manav. 'şimdi onu terazinin şu kefesine koy,onun ağırlığınca diğer kefeye istediklerinden koyacağım' Kadın bir an duraklar,sonra başını önüne eğer ve çantasını açarak üzerine bir şeyler karalanmış bir kağıt parçasını çıkartır ve manavın kendisine gösterdiği kefeye özenle bırakırken başı hala öne eğiktir. Manavın ve diğer müşterinin gözleri terazinin kefesine dikilirken hayretle büyümüştür.Manav müşteriye dönerek,kısık bir sesle 'inanamıyorum' der.İnanılacak gibi değildir. Müşteri manava gülerken manav çoktan diğer kefeye eline geçeni doldurmaya başlamıştır ama nafile,diğer kefeyi yerinden bile kıpırdatamamıştır. Terazinin kefesi artık üzerindekileri alamayacak kadar doldurduğunda çaresiz hepsini bir torbaya doldurarak kadına verir.Şaşkınlıkla üzerinde bir şeyler çiziktirilmiş kağıdı eline alır ve okur.Bir de bakar ki orda bir alışveriş listesi yoktur.Sadece bir dua yazılıdır. ALLAH'IM 'Neye ihtiyacım olduğunu ancak sen bilirsin Kendimi senin ellerine teslim ediyorum.' Manav taş gibi bir sessizliğe bürünmüştür.Kadın kendisine teşekkür ederek dükkandan ayrılır.Müşteri manavın eline bir miktar para tutuştururken 'her kuruşuna değdi' der.Daha sonra manav terazisinin kefelerinin kırılmış olduğunu görür. Bizim için hiçbir bedeli,masrafı ve karşılığı olmayan,güzel bir hediyedir. DUA

PATATESLİ YUMURTA

Akıllım çok sever...

GÜNEŞ VE RÜZGAR



                                                            ruzgar_ile_gunes_masali


Güneş ve Rüzgar, hangisinin daha güçlü olduğu konusunda tartışırlar. Ve rüzgar. 
- "Sana benim daha güçlü olduğumu kanıtlayacağım "der. 
- "Şuradaki yaşlı adamı görüyor musun hani şu üstünde palto olan. Bahse girerim o paltoyu üstünden senden çok daha çabuk sokup alabilirim." 
Bu denemeye razı olan güneş bir bulutun arkasına gizlenir ve rüzgar bir fırtına gücüyle esmeye başlar. Ancak rüzgar şiddetini ne kadar artırırsa yaşlı adam da paltosuna o kadar sarılır. Sonunda rüzgar pes edip durulur ve güneş bulutun arkasından çıkarak yaşlı adama sıcacık gülümser. Bunu gören yaşlı adamın yüzünde bir hoşnutluk ifadesi belirir. Ve paltosunu çıkarır. 
İddiayı kazanan güneş rüzgara; 
"Dostluk ve Naziklik her zaman zorbalıktan daha güçlüdür..." der...


Alıntı